ERDOĞAN, Pınarhisar Cezaevi’ndeyken Kanal 7’nin Washington temsilcisiydim. 4 aylık mahpusluğunda 2 kez ziyaretine geldim. Belediye başkanlığı boyunca toplam 2 kez görüşmüşlüğüm yoktu oysa.
Kendi fikrimdi...
Düşünce özgürlüğünden yanaydım. Güçlünün haklı olmadığı, haklının güçlü olduğu bir düzen kurulmasını istiyordum.
***
ERDOĞAN hapisten çıkıp AK Parti’yi kurduğunda, Kanal 7’nin Ankara temsilcisiydim.
Hâlâ siyasi yasaklıydı, derin devlet çetelerinin borusu ötüyordu...
Partisi iktidara geldi, seçilme yasağı kalktı ve başbakan oldu.
Bir erdemliler hareketi olarak başlamıştı. Siyasete seviye ve ahlak kazandırma sözünü sevdim. Kuruluş ideallerini benimsedim, yasaklarla ve yolsuzluklarla savaşma vaadini ciddiye aldım.
Ne fişlenmekten çekindim ne mimlenmekten. Korkutanların korkutmasına pabuç bırakmadım. Yanında durdum.
Kendi fikrimdi...
***
3 yıl sonra, kendisinden başbakanlık sözcülüğü ve başdanışmanlık teklifi aldım.
Kabul ettim. Üstlendiğim görevin altından kalkmak için hatasıyla, sevabıyla çalıştım.
Özgürlük kavgamdı, gizli sultaların vesayetine karşı demokratikleşme mücadelesine inandığım için yaptım.
Kendi fikrimdi yani...