Dün ortalık yine iktidar albümünden çıkan çarpık fotoğraflarla çalkalanıyordu.
Kolombiya’dan gelen bir kokain kargosunun alıcıları, jandarma operasyonuyla teslimatta yakalanmış.
Sabah’ın haberine göre; yakalananlardan biri, iktidara epey tanıdık bir sima, holding patronu Ali Osman Akat.
Akat, kimlerle birlikte fotoğraf çektirmemiş ki!
İçişleri Bakanı Soylu ile Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu başta, aklınıza gelebilecek pek çok medyatik AK Partiliyle pozları var, samimi görünüyor.
İlk kez olsa, anlaşılabilirdi.
Bir taraf iş dünyasından, diğeri siyasetçi. Konumları sebebiyle açıklanabilirdi ilişkileri.
Fakat iktidardakilerle yakınlarının albümünden böyle çarpık bir fotoğraf, ilk kez çıkmıyor.
Hayırsever iş insanı Zarrab’tan Çiftlikbank tosuncuğuna, Thodex vurguncusundan bilmem ne dolandırıcısına, pudra şekerci Genel Merkez büro elemanından kara para sanığı Sezgin Baran Korkmaz’la mafyanın aylığa bağladığı rüşvetçi siyasetçilere...Kimler fırlamadı ki o albümden! Ne fotoğraflar dökülmedi, ne sarmaş dolaş kirli ilişkiler saçılmadı ki ortalığa!
Soylu’nun, bir savunmasında dediği gibi, siyasetçinin her selfie çektirdiğinden sabıka kaydı isteyecek hali yok. Nereden bilsin uyuşturucu kaçakçısı olup olmadığını!
Ama bir değil, iki değil, bu kaçıncı...
Siyasetçi, özellikle parti yöneticisi veya bakan, hele de İçişleri Bakanı, yüz göz olacaklarının yanlış bir işe karışıp karışmadığına dikkat etmek zorunda.
Devlet yetkililerinin, kriminal işlere bulaşanlarla içli dışlı, yılışık ilişkileri; demokratik hukuk düzenlerinde neyle izah edilebilir? Bırakın bile bile girme lüksünü, bilmeden olanı bile hesap vermeyi gerektirmez mi?
Daha yeni İngiltere’de polis, salgın tedbirlerine aykırı davranmaktan Başbakan’la Maliye Bakanı’na ceza kesti.