STAR gazetesinden Ahmet Taşgetiren, en netameli soruyu teklifsiz yazdı.
Hepimizin aklından geçen ama soramadığımız o soru şu; FETÖ’cü
listelerindeki yanlışlıkların hepsi kripto FETÖ’cülerin tezgâhı
mıdır?
Mesela eski AK Parti milletvekili İdris Şahin, bir ihbarla
gözaltına alındı ve salıverildi.
Mesela Yeniçağ gazetesinin anti-FETÖ’cülükleriyle bilinen ülkücü
yazarları, yine ihbar üzerine alındı ve bırakıldı...
Başka örnekler de ekleyebilirsiniz.
Bu hoyratlıkların, bu özensizliklerin tek sorumlusu, kripto
FETÖ’cülerin varlığı mıdır?
Elekten deve geçiyor...
Ve biz bütün kabahati gölgelerin, şüpheli karaltıların üstüne
atınca konu kapanıyor mu, süzgeçlerimizi temize çıkarıp rahatlıyor
muyuz?
***
Kara listelerle ilgili soru işaretleri uzayıp gidiyor.
Çin dönüşü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorulmuştu hani.
Taşgetiren, işte o sorudaki kaçağı yakalıyor.
Soruda, düzmece ihbarı yapan ve dikkate alanların olsa olsa kripto
FETÖ’cü olduğu varsayımına dayanılıyordu.
Yani başka kötü niyetlerle kimse kimsenin hayatını kaydıramazdı.
Ancak saklanmayı başarmış gizli FETÖ’cü bir muhbir, böyle bir
fenalığa kalkışabilirdi.
“At izi it izi” başlıklı yazısında bu varsayıma itiraz ediyor Ahmet
Taşgetiren.
Haksız olduğunu söylemek zor.
Diyor ki:
“Aslında Sayın Cumhurbaşkanı’na sorulan sorunun formatı bile bu
konudaki ürkekliği sergiliyor.
Mesela doğrudan ‘Efendim, kurunun yanında yaşın yandığı iddiaları
var, ne dersiniz’ diye sorulmuyor.
Bu kötülük ancak FETÖ’nün kriptoculuğuna izafe edilerek soru
meşrulaştırılıyor ve huzura getiriliyor.
Oysa değerlendirme heyetlerinin başında kriptocular olsun olmasın,
haksız tasfiyeler kimden gelirse gelsin gayrimeşru olarak görülmesi
lazım...”
***
Aslına bakarsanız Cumhurbaşkanı’nın cevabı da Taşgetiren’i
doğruluyor.
Erdoğan, at izinin it izine karıştığını kabul ederken bunu sorudaki
gibi doğrudan kripto FETÖ’cülere bağlamıyordu.