‘Hoppala, ne münasebet, aklınıza nasıl geliyor böyle şeyler, ağzınızdan yel alsın, demokratik bir seçim oldu, kazanmak suç değil ki, nereden çıktı şimdi bu’ dedim.
Şaşkınlığıma şaşırdı, ‘iktidar medyasında yazılıp çizilenleri görmüyor musunuz’ diye karşılık verdi.
Sandıkta FETÖ darbesi örgütlendiğine, İmamoğlu kazanırsa PKK’nın kazanmış olacağına dair, ileri geri atıp tutmalardan bahsediyordu.
Durup dururken böyle ‘zihni sinir’ fikirlerine kapılmadığını belirtmesine hacet kalmadı.
İstanbul belediyesi PKK’ya teslim edilecek, FETÖ darbesine boyun eğilecek, düşman işgaline yol verilecek değildi ya! İmamoğlu’nun mazbata yerine mahkeme celbi almasının an meselesi olduğu düşüncesine, iktidar medyasında okudukları sevk etmişti arkadaşı, kafasından uydurmamıştı.
Mantıksal olarak, hem darbe girişiminden hem de terör suçundan tutuklanmasını boşuna beklemiyordu İmamoğlu’nun...
Haliyle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrını merak ediyordu.