'İFTARLIK Gazoz' filmini pazartesi akşamı önden seyrettim.
Zorlu Center’daki şanslı azınlık arasındaydım.
Başlık korkutmasın sizi, ‘Müslüman sol gibi’ derken fildişi
kulesinde felsefe yapan, aralara zorlama mesaj sokuşturan bir işten
söz etmiyorum.
Hikâyede yapaylık yok. Entelektüellik kasmıyor. Afaki değil,
ayakları yerde.
Müslümanlıkla solculuğu barıştırmak gibi büyük iddialar da
taşımıyor. Sinemanın boyunu aşan iri laflar etmeye de
kalkışmıyor.
Fakat bunların hiçbirinden uzak da durmuyor. Hep o sınırlarda
dolaşıyor.
Hayatın doğallığı ve sıcaklığı içinde bu ikisi, yani Müslümanlıkla
solculuk ne kadar yan yana gelirse o kadar yan yana getiriyor.
* * *
Başlarda ‘sanki muhafazakâr AK Parti iktidarına selam mı çakıyor
ne’ şüphesi uyandırabilir içinizde.
İlerledikçe o da kayboluyor. Hatta tersi bir sona doğru evrilmeye
başlıyor.
Zaten sırrı, başıyla sonu arasındaki tezatta. Başı cami cemaatine
göz kırpıyor, sonu ise devrimci sola saygı duruşu.
Sıradan halka, onun din kültürüne, Müslümanlık anlayışına ve
yaşantısına tepeden bakmadığı, sırf güldürmek için yersiz
iğnelemelere ve kanırtmacalara başvurmadığı, önyargısız ve halisane
yaklaştığı için de sırıtmıyor çabası.
Müslümanlıkla sol fikriyat arasındaki buzları eriten tuhaf bir
içtenliğe sahip.