SELAHATTİN Demirtaş'ın iki büyük sözü vardı. Biri "Seni başkan yaptırmayacağız"dı. Diğeri de "Ne yaparlarsa yapsınlar biz o barışı buraya getireceğiz" şeklindeydi.
Kampanya boyunca bu ikisine asıldı. İkisini birleştirdiği
sloganları da bolca kullandı. "Seni başkan yaptırmayacağız, barışı
da getireceğiz" gibi...
Seçimden sonra da yeni versiyonlarını geliştirerek sürdürdü bu
söylemi. "Barajı yıktık, barışı da getireceğiz" gibi...
O yüzde 13'ü böyle aldı.
Sırf Erdoğan'ın başkanlık hesabını bozsun diye oy verenler oldu
elbette. Ama onlar da barış vaadi sayesinde verebildi. Yoksa beyaz
Türklerin eli, savaş çığırtkanlığı yapan bir HDP'ye emanet oy
vermeye gider miydi?
Demirtaş'ın seçmene vaat ettiği iki şeyden biri gerçekleşti
sonuçta. Başkanlık engellendi...
Peki ya öteki sözü, hani barışı da getirecekti?
* * *
'Seçim bitti, istediğin oyu aldın, barajı geçmekle kalmadın yüzde
13'ü bile buldun, hadi barışı getirmek için kolları sıva,
silahsızlanma çağrısı yap' diyenlere... Topu Öcalan'a atarak cevap
vermişti. "Silah bırakma çağrısını yapacak olan Öcalan'dır, o da
İmralı'da hazır bekliyor, buyurun gidelim" demişti Demirtaş.
Onun yolunu da Kandil kesti. Öcalan'ın da, HDP'nin de silah bırakma
çağrısı yapamayacağını, o yetkinin tamamen kendilerinde olduğunu
açıkladı.
İki seçeneği de öldürdü PKK. HDP'nin başarısını anlamsızlaştırdı,
Öcalan'ı işlevsizleştirdi...