‘Seçildikleri partiden istifa edenler, ahlak gereği milletvekilliğinden de istifa etmelidir’ derken ve milletvekili transferini zorlaştıracak bir yasal düzenleme getireceklerini söylerken AK Parti, transfersiz de durmuyordu. Her hafta grup toplantısında CHP, İYİ Parti ya da Saadet’ten seçilmiş bir belediye başkanını, ne yapıp ne edip törenle saflarına katıyorlardı.
İlkeli ve tutarlı siyasetin o güne kadarki en yüksek zirvesiydi, daha yukarısına çıkılamamıştı.
Siyasi tarihimize geçecek bu başarı, ancak başka bir rekorla unutturulabilirdi.
2 yıl sonra o rekoru yine AK Parti kırdı. Orduda FETÖ cuntasına yer açılırken AK Parti’nin alet edildiği Ergenekon kumpasıyla önce hapse, sonra da CHP’den Meclis’e giren eski teğmen Mehmet Ali Çelebi’yi, törenle kendine transfer etti.
Everestvari bir dürüstlük abidesi dikmek gibiydi, son noktaydı, bu artık aşılamazdı.
Ama bu kez bir batında, her biri diğerini aşan üç rekor birden kırılmıştı. Birinciliği hangisine vereceğinizi şaşırıyordunuz.