GÖREN, duyan da sanacak ki Türkiye'ye savaş getiriyor. Oysa niyeti Türkiye'ye barış getirmek.
"Söz verdik, barışı getireceğiz" diyor. Arkasından da 'herkesi
bulunduğu yerde tedbirini almaya' çağırıyor.
Onu hep yanlış anlıyorlar...
Bir numaralı Kandil sakini Cemil Bayık'ın son çağrısına
benzetiyorlar. 'Herkesi bulunduğu yerde silahlanmaya'
çağırmıştı.
Çağrıştırıyor olabilir ama o çağrı bu çağrıya hiç benziyor mu
arkadaş?
Gören, duyan onu da Cemil Bayık'la aynı şeyi istiyor sanacak.
Bir Bayık'ın dediklerine bakın:
"Tüm halkımız silah almalı, bu temelde kendini eğitmeli ve
örgütlemeli. IŞİD ve sömürgeci tüm güçlerin her türlü saldırısına
karşı köylerde, kentlerde, mahallelerde yeraltı sistemi, tüneller,
mevzi sistemi geliştirmeli..."
Bir de onun ne dediğine bakın:
"Bu nedenle sizler, Suruç halkı, sınır bölgelerinde yaşayan bütün
halkımız, Hatay'dan, Kilis'ten, Antep'ten, Urfa'dan, Mardin'den
Şırnak'a kadar bütün bu sınır hattındaki herkesin çok dikkatli
olması lazım. Örgütlü olması lazım. Bu tür saldırılara karşı kendi
güvenliğini de kurumlarının güvenliğini de sağlaması lazım..."
Neresi benziyor Allah'ınızı severseniz, insaf yahu!
* * *
Gören, duyan da 'iyi teröristler'i meşrulaştırmaya, PKK'nın
silahlanma çağrılarını desteklemeye ve kanıksatmaya çalışıyor...
IŞİD'in vahşet organizasyonunu koz gibi kullanıyor, gaddarlığını
fırsata çeviriyor, barbarlığını bahane ediyor, Suruç katliamından
bile bu amaçla yararlanıyor sanacak.
Külliyen yalan halbuki, kuyruklu yalan!
Allah kuru iftiradan sakınsın. Ya bir de yakışan iftira olsaydı,
cuk diye otursaydı üstüne?