Bu da antidemokratik kusurlarını görmezden gelmelerine, meşrulaştırmalarına yetiyor.
Aynı şefkati, herkesin göstermesini istiyorlar. Herkesten anlayışlı hayranlık bekliyorlar.
Şöyle bir romantik denkleme oturtuyorlar dikta heveslisi Maduro’yu:
Değil mi ki emperyalizme karşı cihat bayrağı dalgalandırıyor...
Değil mi ki Trump ABD’si de onu hedef alıyor...
Değil mi o kaybederse muhalifleriyle birlikte Washington da kazanır, o yıkılırsa bir direniş cephesi daha yıkılmış olur...
Ne yapsa haktır. Onu ayakta tutmak bizim de boynumuzun borcu. Yüzüne gözüne bulaştırmış olabilir. Ama yine de gözümüz gibi bakmalı, gövdemizi siper etmeliyiz bu acemi cengavere.
E yani Orhan Gencebay’ın ‘hatasız kul olmaz, hatamla sev beni’ arabeski bile daha ikna edici değil mi bu romantizmden?
Maduro’yu niye tutmamız, yargı eliyle seçimi ve sandığı anlamsızlaştıran müdahalelerini neden hoş görmemiz lazım geldiğini...Baskıcı rejimine, inim inim inlettiği halkının neden katlanması gerektiğini filan anlatıyorlar bize.