Arafta diye biliyordum.
Prensipte başkanlığı savunduğu halde, oylanacak modeli yeterince
ideal bulmadığı için arada kaldığını sanıyordum.
***
Sıkışmışlığı konusunda haklıymışım.
Ne Evet diyebiliyor, ne Hayır...
Referandumda kampanya bile yürütmeyecek.
Gümbür gümbür Evet demeyecek ama Hayır için de göğsünü gere gere oy
toplamayacak.
Karşı da çıkmayacak, taraftar da görünmeyecek.
Bir orta yol tutturup gürültü çıkarmadan yasak savmaya, bela
savuşturmaya bakacak.
CHP’DEN AYRIŞMA TELAŞI
Fakat sıkışıklığının gerekçesinde tamamen yanılmışım.
Prensipte başkanlığı istediğine, pratikte ise sunulan modelle
ilgili tereddütler yaşadığına ne şüphe...
Sistemi otoriterleştirme potansiyeli taşıdığını açıkça beyan
ediyor.
Özellikle Erdoğan sonrasıyla ilgili endişe ve çekinceleri var.
Sesi onun için gür çıkmayacak.
Ama sesindeki kısıklıkta, CHP’yle aynı tarafa savrulma korkusunun
da bir rol oynadığı muhakkak.
SES KISAN TABU
Muhafazakâr siyasetin hâlâ bam teli, dokunulmaz tabusu CHP.
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu, sözünü sakınan biri
değildir normalde.
Fakat iş CHP’yle eşitlenmeye gelince duruyor.
Partisini nasıl konumlandıracağını merak ediyordum.
Bir sendika ziyaretinde baklayı çıkardı.
“Bazı aklıevveller CHP’yle aynı safa düştüğümüzü söylüyor”
şeklindeki serzenişleri durumu açıklıyor.