Rahmetli Erbakan’ın varislerinden Saadet Partisi’ne haciz olayı, dramatik bir son değilse nedir? Partileri her kapatıldığında devlet el koyamasın diye alınan bir tedbirdi, ‘dava’nın malını mülkünü ‘mutemet’ kişiler üzerine yapmak, parasını pulunu ‘emanetçi’lere zimmetlemek. Partiden yapılan açıklamaya bakılırsa, şahıs üzerine bina edilen ‘dava’nın bütün birikimi, ‘emanetçi’ şahısların üstünde kalmış, zimmetlerine geçmiş görünüyor. SP’nin gösterdiği tepkinin başka bir anlamı yok. Üstü kapalı olarak, devletin el koyamadığına şahısların çökmesinden yakınılıyor. Başka ne anlam ifade edebilir Genel Sekreter Tacettin Çetinkaya’nın şu isyanı: “Milli Görüş davası, Erbakan Hocamızın bize bıraktığı bir davadır. Burası da Milli Görüş’ün partisi, bu binalar da Milli Görüş’e ait binalardır, dolayısıyla da SP’nin kullanımındadır. Hesaplar ve araçlar da SP’nindir. Bunlar, üyelerimizin aidatlarıyla sağladığı katkılarla edinilmiş mal varlıklarıdır. Onun için de her ne kadar bir şirket üzerine olsa da kimsenin şahsına ait değildir, camiaya aittir. Genel merkezimizle ilgili bir tahliye kararı alınmıştı, biz üst mahkemeye başvurarak bu kararı durdurmuştuk.