AHMET Hakan'a saldıran 4 kişi akşamdan sabaha yakalandı, Murat Sancak'a kurşun atan 2 kişidense hâlâ ses seda yok.
O saldırı da basın özgürlüğünü hedef alıyordu, o da medyayı
susturmaya dönüktü. Üstelik bir terör eylemiydi. Üzerinden de 6
hafta geçti...
Fakat Murat Sancak'ın medya grubu lal kesilmiş gibi. Çığırtkanlıkta
çığır açanların ağzını bıçak açmıyor bu konuda.
İşi ağırdan alan emniyetin başına gök kubbeyi yıkmıyorlar, failleri
enseleyip adalete teslim etmeyenlerin yakasına yapışmıyorlar.
'O teröristler buraya gelecek' diye kıyametler koparıyor olmaları
gerekmez miydi?
2 televizyon ve 3 gazeteleriyle dünyayı valiye, savcıya dar etmiş
olmalı değiller miydi?
Onların bu suskunluğunu yadırgamıyorsun, neden diye sormuyorsun da
bizim Hürriyet'te yeri göğü inletmemize mi takıyorsun Waldo!
* * *
Camı çerçevesi aşağı indirildi diye Hürriyet'in ortalığı ayağa
kaldırmasına tepki gösteriyorsun.
'Camı çerçevesi amma da kıymetliymiş' diye bir gazeteye
taşlı-sopalı saldırıyı küçümsüyorsun, basitleştiriyorsun,
normalleştiriyorsun, kanıksatmaya çalışıyorsun...
'Olur böyle vakalar, alışın' demeye getiriyorsun...
'Bak Star medyanın patronuna 21 kurşun sıktılar, gıkımız çıkıyor
mu, senin gibi vaveyla koparıyor muyuz, sen de böyle akıllı uslu
ol' diye bir de kendini örnek gösteriyorsun...
Sen de ortalığı velveleye vereceğine, Hürriyet'i velvelecilikle
suçluyorsun.
Sen de en azından kendi can güvenliğin, basın özgürlüğün için
sesini yükselteceğine, Hürriyet'in sesini bastırmaya
uğraşıyorsun.