TRUMP’ın yemin törenindeki konuşmasından ne anladın, vaat ettiği
dış politikayı bir cümleyle özetle derseniz...
Onun başkanlığında Amerika, ‘üst akıl’ olmaktan çekilecek diye
anladım.
Yeni başkan, ülkesini içe kapatacak.
Amerikalı vergi mükelleflerinin paralarını, denizaşırı ülkelerde
çarçur ettirmeyeceğini söylüyor.
Onun döneminde trilyonlarla dolar, okyanus ötesi diyarları dizayn
etmek için harcanmayacak.
Bizi ilgilendiren yanı şu; ‘üst akıl’lar cemiyetinin kıdemli
üyeleri bir eksiliyor.
Artık ‘okyanus ötesi’ndeki ‘üst akıl’ için kaygılanmaya gerek
kalmadı.
ABD’den yana kafamız rahat olsun.
En azından önümüzdeki dört yıl, diğer ‘üst akıl’larla rekabete veda
ediyor.
Kimine göre ‘üst akıl’lar içinde en tehlikelisi, en sinsisiydi.
Kendiliğinden bertaraf oluyor. İpini bizzat Beyaz Saray’ın yeni
sakini çekecek.
ÇOK SEVİNMEYİN DİĞER ‘ÜST AKIL’LAR FAAL
Rahat bir nefes alabiliriz diyeceğim ama o kadar değil.
Trump’ın ‘dünyaya nizamat verme’ yarışında boşalttığı alanı,
diğerleri dolduracak.
En heveskârları kim olabilir diye kafanızı çok yormayın.
Kendi dağınıklığını dahi toplamaya mecali kalmamış bir AB değil
o...
En agresif dış politikayı kim yürütüyorsa en çok o palazlanacak,
yani Rusya.
Mıntıkamızdaki oyun ve düzen kurucular kadrosundan tecrübeli bir
‘patron’ düşecek diye... Kaos ve terör saldırılarının arkasında
varsaydığımız ‘üst akıl’lar kulübü, kendini feshetmeyecek.