CUMHURBAŞKANI Erdoğan’ın deklare ettiği o an geldi.
Şapkadan tavşan çıkmadı, Trump-Erdoğan görüşmesi sürprizsiz
geçti.
Bonkör davrandı, mavi boncuklar dağıttı Trump. Gurur okşayıcı tatlı
sözlerle onore etti.
Ama kelam rüşveti için bile FETÖ’ye değinmedi, laf arasında dahi
adını anmadı, bahsini imayla olsun geçirmedi açıklamasında.
Rakka’ya da Türkiye yerine YPG ile yürüme kararından geri
dönmedi.
IŞİD’le savaş stratejisini gözden geçirme sinyali vermedi, beklenen
yeşil ışığı yakmadı.
İKİ YOL VAR ÖNÜMÜZDE
Ya ABD ve Rusya ile köprüleri atıp tek taraflı askeri operasyonlar
çekecek Ankara. YPG’yi Suriye’den hallaç pamuğu gibi söküp
atacak...
Ya da Amerikan ve Rus ordularıyla karşı karşıya gelmeden kesecek
göbeğini. Yaklaşım tarzını değiştirecek, katı politikasını
gevşetecek, esnek açılımlar kovalayacak.
YPG’Yİ GÖZDEN ÇIKARMIYORLAR
ABD’yi, YPG ile Türkiye arasında bir seçime zorlama seçeneği
tükendi.
Rusya da böyle bir tercihte bulunmaya yanaşmamıştı.
Dün söylemiştim; gerekirse Esad’ı bile satar yine de YPG’yi satmaz
görünüyorlar.
Ağız birliği etmiş gibi konuşmuyorlar mı?
İki tarafa da piyade gücü hizmeti verecek bir müttefik, bir silah
arkadaşı olarak sahipleniyorlar.
Ama Türkiye’den de vazgeçmek istemiyorlar.
Trump’ın “İkili ilişkilerimizi hiçbir görüş ayrılığı yenemeyecek”
mealindeki sözleri, güçlü bir irade beyanı.
Aynı irade Moskova tarafında da mevcut.