Gazeteci arkadaşım Yavuz Oğhan'la Expo Hatay Kitap Günleri'nde şöyleşimiz vardı. "2023 değişim vaat ediyor mu" başlığı altında.
Kestirmeden şu cevabı verdim...
Değişim kapıyı çalmasa AK Parti, bu kadar çok milat ilan eder miydi?
Şahlanma milatları, süper güç olma tarihleri, ekonomiyi uçurma başlangıçları ha babam erteleniyor olabilir. Ama bir türlü gerçekleştirilemese de peşi bırakılmıyor.
Sürekli yenileniyor milat, ileri atılıyor tarih. 2023 tutturulamadı mı, 2053 veriliyor. O da tutmazsa 2071. Yedek milatlar hep hazır.
Bu uğurda Türkiye Yüzyılı başlatıldı. 2123'e kadar uzatıldı milat süreci.
TOGG'la başlatılan yüzyılın bir yerinde inşallah uçuşa geçirilecek, hamdolsun şahlandırılacak Türkiye.
Yollarına TOGG düştüğünde Avrupa, telaşa kapılacak. 'Eyvah, çılgın Türkler geliyor' diye panikle sağa, sola dahi kaçışacak.
İktidarın, son yıllarda milatla bu kadar yatıp kalkması, değişim baskısından. Üstünde öyle bir baskı hissetmese ne demeye yeni başlangıç sözleri verip dursun ki?
Temiz sayfa açmak, yeni başlangıç yapmaktan en çok kim söz ediyor; iktidar!
Cumhurbaşkanı Erdoğan; kanlı katil dediği Esad ve Sisi'yle bile sil baştan başlamak istiyor, samimiyet gösteriyor.
Katar'da Sisi'yle tokalaşırken Erdoğan'ın yüzüne vuran içten tebessüm, değişim arzusunun ifadesi değil mi? Daha sıcak hangi gözlerle yansıtılabilirdi dost bakışı?
Allah'a hesabını veremeyeceği, katillerle görüşemeyeceği, BM yemeğinde aynı masaya oturursa kendisini inkar etmiş olacağı, darbecinin cumhurbaşkanlığını tanırsa demokrat olamayacağı, Avrupa gibi çok yüzlülük yapamayacağı için Erdoğan, "Sisi'yle asla" diyordu.