İsrail’le Mavi Marmara krizi, nasıl aşılmıştı? Katliamla ilgili davaların kapatılmasında anlaşarak.
İktidar, Suud’la Kaşıkçı krizini nasıl aşıyor? Kaşıkçı Cinayeti davasını, talebi üzerine Suud’a devrederek.
Mısır’la Rabia krizi de aşılıyor nitekim. Kahire’den çekilen büyükelçimiz, 9 yıl sonra geri atanıyor.
Fakat Sisi darbesi, Rabia katliamı nasıl aşıldı? Verilecekse, ne alınıp Rabia işareti veriliyor?
2019 seçimlerinde İstanbullulardan, İmamoğlu’yla Binali Bey arasında değil Sisi’yle Binali Bey arasında seçim yapmaları istenmemiş miydi?
Ne değişti? Kim ne kazandı, ne kaybetti?
Barışmak, uzlaşmak, yakınlaşmak güzel şey. Diplomasi, dışişleri bakanlıkları bunun için var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsrail’le normalleşme çabaları için söylediği gibi: “Eğer biz siyaset yapacaksak siyaset, kavga dövüşle olmaz. Siyaseti, barış çizgisinde götürmeye mecburuz.”
Türkiye’nin kimseyle, bilhassa İsrail gibi “hayati” dostları, Suud’la Mısır gibi “din ve tarih” kardeşleriyle konuşarak çözülemeyecek hiçbir sorunu yokmuş meğer.
Bu ilişkilerde “menfaat analizleri” önemliymiş. ‘Beni biliyorsunuz, benim mizacım böyle’ gibi fevri çıkışlara siyasette yer olmazmış. Devlet, mizaca göre değil çıkarlara göre yönetilirmiş.
Ama buradaki çıkar, ucuz siyasi çıkar değil. Milletin yüksek yararları.
Oysa 2 yıl öncesine kadar bunu söyleyenler, köprüleri atmamaya çağıranlar, zart zurtla dış politika yürümez diye uyaranlar darbecilikle, teslimiyetçilikle, katil sevicilikle suçlanıyordu.
İç siyasette popülist şov için, dış politikada diklenildi, esip gürlendi. Ödediğimiz bedele değdi mi? Mısır’ın, Suud’un, İsrail’in kurbanlarına bir faydası dokundu mu o hamasetin?