Anlaşmazlık sonucu ihbar ve itirafla ortaya saçılan suç iddiaları yerine, bir kez daha ifşacı enselendi.
AK Parti milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu’nun boşanma sürecinde ortaya dökülen iddialar, dudak uçuklatmıştı.
SPK eski Başkanı ağabeyinin de adı geçiyordu.
Rüşvet çarkı kurma, haksız kazanç, görevi kötüye kullanma gibi iddiaları, davalı eş Ünsal Ban ifşa etmişti. Boşanma davasında kendisinden istenen rakamlar astronomikti, bundan şikayetçiydi.
Derenin suyu nereden akıyordu? Açıklansa, açıklanabilse konu kapanırdı.
Öbür yol seçildi; haberlere erişim, yargı kararıyla engellendi.
O sırada organize suçtan aranan Sedat Peker, devreye girdi. Ünsal Ban’ın, tehditle susturulmak istendiğini söyledi.
Peker’in Twitter’dan paylaştığı yazışmalar, aile içi kavgada ağızdan çıkan sırların görüntüsü, ilave iddialar derken olay, dallanıp budaklandı, daha da büyüdü.
Ve Anadolu Ajansı’ndan dün bir haber düştü. Ban, Muğla’da gözaltına alınmıştı.
Hakkında açılmış soruşturmadan aranırken yurt dışına kaçmaya hazırlandığı bildiriliyordu.
Suçlama ise “boşanma aşamasındaki eşine ait kişisel verileri organize suç örgütü lideri ile paylaşma, tehdit ve şantaj”dı.
Vahim suç iddiaları yerine, onları ifşa eden şikayetçinin tek taraflı soruşturulması ve tutuklanması, ilk kez olmuyor. Bu kaçıncı!
AK Partili Kavakçı’nın kıyak ABD bursunu açıklayan İBB şirketiyle gazeteye ceza verilmesindeki gibi. Gerekçe örtbas değil elbette, yine kişilik haklarını korumak. Bir de tehdit ve şantajın önüne geçmek.
Bu ikincisi de tanıdık gelmiyor mu size?
İfşa ve itiraf ettiği suçu görmezden gelip, itirafçı ve ifşacının kendisiyle mücadele etme yöntemi bu.