DÜN aynı konuda birçok yazı çıktı, benimki dahil bazıları Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'milli ve yerli' kavramları ile neyi kastetmediğini anlamaya çalışıyordu.
'Kastetmiş olamaz' vurgusu vardı o yazılarda, 'kastetmemiştir
inşallah' temennisi, 'yok canım başka bir şeydir' hüsnüniyeti,
'umarım kastı o değildir' şüpheciliği...
Destekleyen yazılar da eleştirel yaklaşanlar da bir tereddüdü, bir
tedirginliği, bir konduramama refleksini yansıtıyordu.
Bu bile ortada, 'elhamdülillah milliyim ve yerliyim'
dolduruşlarıyla geçiştirilmeden açıklığa kavuşturulması gereken
tehlikeli bir durum olduğuna işaret etmez mi?
* * *
'Etnik ve dini milliyetçilikle ne alakası var canım' diye o
manaya çekenlere kızanlar oluyor.
Var bir alakası ki bütün bu yazılardaki korkuyu ve endişeyi
tetikledi. Var bir alakası ki herkesteki bu savunma mekanizmalarını
harekete geçirdi...
Kimine göre Türkiye'ye dışarıdan istikamet verilmesine karşı
çıkmakmış, tam bağımsızlıkçı fikirleri savunmakmış yerlilik ve
millilik.
'Hangi partiden olduğu fark etmez, 550 tane milli ve yerli vekil
göndermenizi istiyorum' derken Erdoğan'ın etnik ve dini ayrımcılığı
teşvik kastı gütmediğini ben de düşünüyorum.
Ama 'tam bağımsızlıkçı' destekçilerinin getirdiği yorum sorunsuz
mu, çok şüpheliyim.
* * *
Tecrübeyle sabit ki bu 'tam bağımsızlıkçılık' söylemi, bir
paket. Set olarak geliyor. İçinde tamamlayıcı elementler
barındıran, zehirli bir karışım.
Dedikleri gibi 'milli ve yerli'den kasıt tam bağımsızlıkçı
olmaksa... Maazallah karşılıklı bağımlılık dünyasında yaşadığımızı
söyleyen gitti güme. 'Kafamıza eseni yapamayız; Amerika, Rusya,
Avrupa Birliği ne der; küresel güç merkezlerini dikkate almadan,
Çin'i takmadan, İran'ı da İsrail'i de hesaba katmadan tek yanlı
davranmak olmaz' diyenin millilik vasfı gitti. Yabancı çıkarlarının
maşası, emperyalizmin uşağı, düşmanın içimizdeki ajanı, mandacı,
Sevr'ci vesair oldu gitti bir kalemde.
Arkası kendiliğinden sökülür gelir...
Artık sütünde bir bozukluk aramak da helaldir, 'kökü dışarıda'
demek de. Hatta direkt ecnebi tohumu olduğuna bile fetva
verilebilir. Ne İsrail hesabına çalışan satılmışlığı kalır, ne
avdetiliği, ne Sabetayistliği, ne kripto Ermeniliği...
Geçmişte AB yanlısı tutumu, BOP eşbaşkanlığı ve Medeniyetler
İttifakı girişimi gibi dış politika açılımları nedeniyle Erdoğan da
bu hezeyanlardan payını almadı mı?
Cumhuriyet mitinglerindeki ulusalcı muhtevadan, vaktiyle Erdoğan'a
karşı estirilen 'tam bağımsızlıkçılık' rüzgârının içeriğinden farkı
ne?