Sayıları artıyor, Meksika'nın yeni seçilen Devlet Başkanı Obrador başlatmıştı. Selefinden kalma VIP jeti bırakmış, diğer yolculara karışıp tarifeli uçmuştu.
Halktan biri gibi ticari havayollarını kullanmak, liderler liginde bir trende dönüşüyor.
Pakistan'ın çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Dr. Arif Alvi, aynı yolda ilerliyor.
Alvi, geçtiğimiz pazar sabahı İslamabad havalimanında check-in ve pasaport kuyruğunda görüldü.
Elinde evrak çantasıyla kuyrukta beklediği bir fotoğrafı paylaştı Arabiya TV. Haberinde de 'görenler gözlerine inanamadı' diyor.
Yeni İstanbul Havalimanı'nın açılışına geliyordu üstelik. Özel değil resmi niteliği olan bir ziyaretti, görev gereğiydi. Devleti ve milletiyle Pakistan'ı temsilen uçuyordu.
***
Dün sabah, Atatürk Havalimanı'nda işlem sırası beklerken o fotoğraf geldi gözümün önüne.
Emekliye ayrılmaya hazırlanan Yeşilköy'deki eski pistlerden artık veda uçuşları yapılıyor. Her başlangıcın bir sonu olduğunu düşündürttüğünden, çarpan etkisi yapmış olabilir üzerimde.
Avrupalı liderlerde örneklerine rastlanabilen alelade bir davranış gerçi, abartılacak yanı yok.
En güçlüleri Merkel, daha önceki gün koltuğu bırakma planını açıkladı. Anasından şansölye olarak doğmadığını söyleyip 'bunu hiç unutmadım' dedi.
Ama bu basit gerçeğin çabucak unutulduğu, ele geçirenin gücü doğuştan gelen bir hükmetme hakkı gibi kullandığı, vazgeçmeyi de bir daha aklına getirmediği coğrafyalar yok mu?
Latin Amerika ve İslam dünyası gibi...
İşte dünyanın bu yakası için daha önce pek görülmemiş bir yenilik.
Güç gösterilerinin ve iktidar sembollerinin çok önemsendiği ülkelerde bir siyasi bidat doğuyor.
Halkları yoksullukla mücadele ederken seçilmiş liderler lükslerinden feragat ediyor. VIP uçuşu, israf diye reddediyorlar.
Vatandaşa yaptıkları tasarruf çağrılarına önce kendileri uyuyor, örneğini statü sembollerinden vazgeçerek veriyorlar.
Obrador, 'bu saçmalık artık bitti' derken aynı zamanda bir tepkiyi, birikmiş bir öfkeyi de dışa vuruyordu.
***
Brezilya'da başa gelen aşırı sağcı Bolsonaro'ya bakıp 'dünya nereye gidiyor' diye korkanlar haksız değil.
Devleti kutsayan, güç müptelası, gösteriş budalası, şov aşığı, ne oldum delisi, kendini beğenmişlik sarhoşu, görkem düşkünü, böbürlenmekten başı dönen türedi liderler çoğalıyor.
Dini duyguları sömürerek, manevi değerleri istismar ederek yükselen bir faşizan dalga yaşandığı doğru.
Filipinler'de Duterte neyse, Brezilya'nın yeni başkanı Bolsonaro da o.
Birbirinin kopyası eyyamcı şarlatanlar, halklarının geleceğiyle oynuyor.
Fakat giderek yaygınlaşan bu tehlikeli Trump tiplemelerine bakıp endişeye boğulmayın.
Popülist şarlatanlar kuşağına bir halka daha eklenirken karşı akıma da yeni halkalar ekleniyor.
Sadece çılgınlık salgını, bölgeden bölgeye sirayet etmiyor. Sağduyu da bir salgın gibi kıta kıta dolaşıyor.