CEMAAT ile tarikatların şeffaflaştırılması ve denetlenmesinin
yolları tartışılıyor.
Tartışmayı kenarından köşesinden tutmuş biri olarak gelinen
noktayı aktarıyorum.
İlahiyat camiasında tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunu
sorgulanıyor.
FETÖ türü yapıların bir daha başımıza bela olmaması için
cemaatlerle tarikatların denetim altına alınması şart deniyor.
Ama yasal statüye kavuşturulmalarının önünde yasal bir engel var,
tekke ve zaviyeleri kapatan devrim kanunu.
İşte önce onun kaldırılması gerektiği savunuluyor.
***
Devrim kanununa dokunmanın riskleri olmaz mı?
Toz kaldırmayı, ortalığı fena halde karıştırmayı göze almak
gerekir.
İrtica paranoyasını istemeseniz de depreştirecek, karşı devrim
duyarlılıklarını tetikleyecek, ‘laiklik elden gidiyor’cu eski rejim
bekçilerini teyakkuza geçirecek bir adım.
Oysa aslında önerilen değişiklik, varsa cemaat ve tarikatların
oluşturduğu bir tehlike potansiyeli, onu kontrol altına almayı
sağlayacak.
Yani endişeye mahal yok.
Karanlıkta ve denetim dışı iş görmelerindense bırakalım dini
yapılar gözümüzün önünde faaliyet göstersin. Bırakalım bir denetim
mekanizmasına tabi olsunlar.
Tekke ve zaviyelerin kapatılmasına dair kanunun gevşetilmesi ya da
kaldırılmasının zamanı belki de geldi.
Getirip götüreceklerini neden soğukkanlı bir şekilde masaya
yatıramayalım?