NASIL bitirileceğini bilmesek bile nasıl bitirilemeyeceğini biliyoruz, kitabını yazacak kadar iyi biliyoruz hem de.
Türkiye bu konuda engin bir tecrübeye sahip.
O tecrübe bize şunu söylüyor; terör, salt askeri ve polisiye
tedbirlerle yenilemez.
Bir ezbere yaslanacaksak, o ezberimiz bu olmalı.
Bir hamasete sarılacaksak, yükseleceğimiz o hamaset bu cümlede
kabarmalı.
İmralı görüşmeleri, milli birlik ve kardeşlik projesi, çözüm
süreci, demokratik açılımlar hep bu bilgi üzerine bina edildi.
Milli duygularımız bir dönem bu inanç temelinde şahlandırıldı.
Çözümün çetin bir yoldan geçtiğini, önümüze türlü sabotaj ve
provokasyonlarla çıkılacağını da en başından biliyorduk.
Deneyimlerimiz bu öngörüyü de doğruladı, korkularımız haklı
çıktı.
Bütün bu birikime rağmen bugün dönüp dolaşıp yine başa geldiğimizi
görmek acı verici.
***
Terörün nasıl yenilemeyeceğini madem biliyoruz...
Sosyo-ekonomik, siyasi ve psikolojik tedbirlerin askeri önlemlere
eşlik etmesi gerektiğinden madem eminiz...
Bir canlı bombayı durdurmanın yolunun, dağa çıkışları durdurmaktan
geçtiğini madem öğrendik...
Silaha sarılma yerine siyasallaşmayı, terör yerine demokratik
mücadele yöntemini teşvik etmeden bu illetle baş edilemeyeceğini
kanıksadık madem...
Geniş toplum kesimleri bile tek tek terörist imhası yerine
konuşarak çözmeye madem ikna oldu, çözüm sürecine destek
verdi...
Bu birikimi heba etmemeliyiz değil mi?
***
Baksanıza dağdaki gözü dönmüş alçak, ateşi vatan sathına yaymaktan
söz ediyor, terörü şehirlere taşıyor.
Önünü sertleşerek alabileceksek, en ileri güvenlik önlemleriyle
üstesinden gelebileceksek ne âlâ...
Hiçbir koşulda teröre teslim olmamız, zorbalığa boyun eğmemiz,
eşkıyaların tehditlerine pabuç bırakmamız düşünülemez,
eyvallah.
Fakat akılcı mücadele yöntemleriyle alçaklığı izole etmeden de
başarılacak iş değil.
Kılıçdaroğlu’nun iktidara terörle mücadelede her desteği vermeye
hazır olduklarını söylemesi büyük bir imkân.
MHP’nin işbirliğine açık durduğu zaten malum.
HDP bu destek ve dayanışma halkasına tam dahil edilemese bile
dışlanmayabilir. Kandil’in son terör dalgasına karşı Demirtaş’ın
eleştiri ve itirazlar getirmesi bir kazanım.
HDP tabanının da toplumsal desteği sağlanmadan Kandil’i durduracak
bir tepki seti kurulamaz, unutmayalım.
Şu halde; HDP’nin terör örgütüne karşı tavır almasını, hatta
tabanıyla sokağa çıkmasını cesaretlendirmeli Ankara değil mi?