Karşıdan anlaşılmadığı düşünülüyor belki ama kimin hangi sırayla ne soracağı ve ne cevap verileceği önden planlanmış, moderatörün söz verirkenki takdimlerinden belliydi.
Promter kullanıldığı da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın birçok soruya okur gibi cevap vermesinden, kitap gibi konuşmasından, göz takibinden fark ediliyordu.
Akış, noktası virgülüne ayarlanmış. Bu kadar çok belli edilirken iyi saklandığının, karşıdan görülmeyeceğinin düşünülmesi, bir kör nokta. Nasıl görülmez?
Hiç mi iktidardan şikayetçi, memnuniyetsiz vatandaş yok?
Bırakın soruları, sokak ropörtajlarında bile tek bir memnuniyetsizlik, olumsuzluk Cumhurbaşkanı'na hissettirilmedi. Başka bir kör nokta.
Sorular da cevaplar da bulutların üstünde geziyordu, gerçeküstü bir havadaydı.
Bu kadar güllük gülistanlık göstermenin mizansen duygusu uyandıracağı, 'tiyatro' eleştirilerine davetiye çıkaracağı, "TRT'nin Cumhurbaşkanı'na moral gecesi" gibi yansıtılacağı nasıl öngörülmez?
Erdoğan'ın popülaritesi, harbilik ve sahicilik algısına dayanıyor. O da kontra sorulara doğaçlama cevaplardaki başarısından geliyor. Bunun yok sayılması da ayrı bir kör nokta.
'Al gülüm ver gülüm, dostlar alış verişte görsün' tarzı bir yayın, kimseyi ne ikna eder ne de inandırıcı gelir.
Yapaylık, sunilik algısının Erdoğan'ın imajına zarar vereceği nasıl hesap edilmez?
Çalışılmış soru ve cevaplardaki tutarsızlıklarsa cabası...
Kılıçdaroğlu'nun, bu saatten sonra hala AK Parti'ye destek verenlere gayri milli demesinin mantıksızlığı soruldu mesela. Yerinde bir soruydu. Tabii çok fena bir kör noktası olmasa!
Cumhurbaşkanı ve AK Parti sözcülerinin de yıllardır sabah akşam CHP'lilere gayri milli dediği nasıl atlanır?