Paris’i kimin yaktığı konusunda, Fransız hükümeti ve medyasının kafası bile bizdeki kadar karışık değil. Bir türlü aşılamıyor Gezi paranoyası.
Fransa ilk kez yanmıyor oysa. Gezi’den önce, 2005’te de banliyöler savaş alanına dönmüştü, çatışmalar durdurulamıyordu.
‘Fransa cehennem yeri, Paris yanıyor’du manşetlerde.
O gün, ezilen yoksul göçmen çocukların isyanıydı.
Bugün ise göçmen düşmanlığı olarak kendini dışa vuran yerli alt tabakanın hayat pahalılığı ve geçim sıkıntısına tepkisi.
O gün de araya anarşistler, militanlar, fanatikler, marjinaller, ajan provokatörler, şiddet örgütleri, kundakçılar, yağmacılar, vandallar, haydutlar ve sabotajcılar karışmıştı. Bugün de...
Fakat ne o gün ne de bugün, Fransız hükümeti ve medyası, bütün göstericileri aynı sepete koymadı. Salt polisiye tedbirlerle bastırmayı savunmadı.
‘Halkın sokakta patlayan öfkesi duyulmayacak gibi değil’ diyen Fransa Başbakanı, yatıştırıcı mesajlarla diyalog ve uzlaşma arıyor, vergi zammından geri adım attı.