DİYARBAKIR Dürümlü'deki katliamı alın. Etrafta dolanarak şüphe
çeken kamyoncuyla dalaşıyor köylüler. Ve kovalamaca sonunda
hunharca öldürülüyorlar.
Öbür köyün girişine kadar sürüyor takip. Kamyondakiler, aracı terk
edip bir tepeye çıkıyor, oradan da kamyonu yakalayan köylülerin
üstüne ateş açıyor. Tarama, bomba yüklü kamyonun havaya uçmasıyla
sonuçlanıyor.
Bu canice katliamla ilgili Kandil’in açıklaması şu; ‘Kamyon, yerel
işbirlikçilerin açtığı ateş sonucu patladı’.
Oysa görgü tanıklarının anlatımlarıyla aydınlandı. Gariban
köylüler, kamyonun PKK’ya ait olduğundan bile habersiz.
Sürtüştükleri kamyoncunun terörist olduğunu bilmedikleri gibi, yükü
hakkında da en ufak bir fikirleri yok. Bazıları kamyonun arkasında
siper alırken paramparça oluyor.
Terör örgütü, masum köylüleri katlettiği yetmezmiş gibi, bir de
‘işbirlikçi’ diyerek katliamı haklılaştırıyor, ölmeyi hak
ettiklerini ima ediyor.
Dahası, ‘yerel işbirlikçi’ dediği köylülerin ateşiyle kamyonun
patladığını söyleyerek cinayeti de maktullerin üstüne yıkıyor.
Ölmelerini, kurbanlarının suçuymuş gibi gösteriyor.
Bu soğukkanlı katil pişkinliği, uyanışlara vesile olsun
diyelim.
***
Alın Can Dündar’la Erdem Gül davasını. 14. Ağır Ceza Mahkemesi,
gerekçeli kararını açıkladı.
Anayasa Mahkemesi’ne sitem ve çıkışmalarla dolu.