Eskiden beri hayıflanırdım; elin ölümsüz roman karakterlerinin heykelleri dikiliyor, bizimkiler neden sahaflar çarşısında unutulmaya terk ediliyor diye.
Bir Don Juan, bir Don Kişot gibi Sevilla’lı hayal kahramanlarının isimleri, yüzlerce yıldır yaşatılıyor doğdukları yerlerde. Anıt heykellerini gören, onları tarihte gerçekten yaşamış kişiler bile zannedebilir...
Oysa bizim edebiyat tarihimizde de gerçeklerinden ayırt edilemeyecek kadar gerçekçi çizilmiş unutulmaz tipler var.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Utanmaz Adam’ı Avnüssalah yok mu mesela? Yakışmaz mıydı Taksim ya da Kızılay’ın göbeğine tipolojik bir heykeli?
Hatta, Hüseyin Rahmi Gürpınar lisesini muzip bir kısaltmayla HeRGeLe’ye çeviren hınzır ağza ithafen, Hergele Meydanı’na da kondurulabilmez miydi?
Üçkağıtçılığın, düzenbazlığın, riyakarlığın revaç bulduğu tüm devirlerin aranan, kıymete binen, en makbul adamıdır Utanmaz Adam.