RUSYA Büyükelçisi Karlov'a suikastı, havadaki şu üç kızışma
ışığında değerlendirin.
Birincisi...
Katilin ve azmettiricilerinin vekâlet ettiği asıl patron, motivasyonun Halep hesaplaşması gibi görünmesini istiyor.
Fakat altından FETÖ işi bir kanlı provokasyon bile çıksa... Amacı, Türk-Rus yakınlaşmasını bozmak bile olsa bir Halep boyutu mutlaka var.
Çünkü dün Moskova’daki Türk, Rus ve İran dışişleri bakanlarının üçlü zirvesine denk geldi.
Mücadeleye giren güçler arasındaki hesaplaşma Halep üzerinden sertleşiyor.
O Halep ki BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri, orada savaş suçları
işlendiğinden şüpheleniyor.
O Halep ki yaşadığı kıyım, 8 bin Bosnalı’nın soykırıma uğradığı
Srebrenitsa katliamına benzetiliyor.
O Halep ki BBC, Batılıların orada insansız hava araçları ve
uydularla savaş suçuna sessizce delil topladığını haber
veriyor.
O Halep ki Başkan Obama, katliamlardan Rusya, İran ve Esad rejimini
doğrudan sorumlu tutuyor.
Kısacası AB ve ABD, Halep’te Putin ve müttefiklerine suçüstü yapma peşinde...
Öyle ya Halep, yeni Srebrenitsa ise Slobodan Miloseviç’leri, Radovan Karadziç’leri, Ratko Mladiç’leri de olmalı.
Srebrenitsa’da soykırım belgelenmişti.
Halep’te de insanlık suçlarını tespit ve delillendirmek için çalıştıkları anlaşılıyor.
Srebrenitsa kasapları, Lahey’deki mahkemede savaş suçlarından yargılanmıştı.
Fakat Srebrenitsa’daki gibi katliama göz yuman, müdahale için vaktinde harekete geçmeyen AB ve ABD mi Halep kasaplarından hesap soracak?
Bunun için Türkiye’nin, diplomatik girişimlerle Halep’te tahliye koridoru açtırmasını, İran ve Rusya’yla Suriye’de siyasi çözüm masasına oturmasını mı beklediler?