Sandıkla, millet iradesiyle kavga edilmeyecek; yakışan da buydu.
Aksi bir izlenim verilmesine rağmen; sonuçları beğenmemek, tanımamak gibi bir yola girilmesi zaten beklenemezdi.
Dünyanın sonu olur, kıyamet kopar, sistem çöker, rejim bunalımı çıkar, bekamız tehlikeye girer, kaos ve kargaşaya kapı açar, belediyelere teröristler doluşur, İstanbul’la Ankara’yı Kandil yönetir, meşruiyet krizi doğar, düşman karşısında Türkiye zayıflar gibi söylemler tutmadı. Sandığın tasvibinden geçmedi. Milletin onayını alsa, istenen neticeyi sağlardı.
Cumhur İttifakı da sorumlu bir liderlik sergileyerek bunu kabullenmiş görünüyor.
Kaybedilen şehirleri teslim etmemek, yönettirmemek, muhalefet adaylarına başkanlık yaptırmamak gibi bir yola tevessül edilmeyeceği anlaşılıyor.
Sağduyu ağır bastı, aklıselim galip geldi.
Seçmeni etkilemek için kullanılan gözdağlarıydı, ters teptiği de görüldü, seçim sonrası hayata geçirilecek değildi ya korkutmalar, geride bırakıldı.
İstanbul’daki gelgitler bile Ekrem İmamoğlu’na yaradı. Soğukkanlı ve güven veren bir profil çizerek sıkı bir sınav verdi, sandıklar kapandıktan sonra da göz dolduran bir performans çıkardı. Şimdiden potansiyel lider adaylığına, veliahtlık konumuna yükseldi.