İBB el değiştirdikten sonra açılmış, milyarlarca liralık kamu zararının soruşturulduğu eski dönem dosyalarına el koyarak, İçişleri'nde sümen altı ederek, yolsuzluk ve usulsüzlük şüphelerinin üstünü kapatarak mı?
Yanlış yapmakla, tüyü bitmemiş yetimin hakkına el uzatmakla, rüşvet yemekle suçlanan, bu tür imalarla zan altında bırakılarak istifaya zorlanan AK Partili büyükşehir belediye başkanlarını kenara koyup yola öyle devam ederek mi? Boyun eğeni aklayarak, cezasını yargıda verdirmeyerek mi?
Kamu arazisini peşkeş çekme vaadiyle onlarca milyon lira dolandırıldığını ihbar eden, AK Parti Merkez Disiplin Kurulu Başkanı hakkında suç duyurusunda bulunan, araba bagajında para sayma görüntülerini çekip servis eden kişiyi şantaj ve dolandırıcılıktan tutuklatarak mı?
Devlette kapıları açmak için AK Parti Genel Merkezi'nde işe girdiğini itiraf eden, paçalarından servet akarken göze batmamış, işe her gün başka bir lüks ciple gelirken derenin suyu nereden diye merak edilmemiş şu büro elemanının pudra şekeri skandalını unutturarak mı?
Sahi nasıl mücadele ediliyordu yolsuzlukla?
Yoksa İçişleri Bakanı'nın, mafyadan 10 bin dolar aylık alan siyasetçiyi bildiğini...