Polis Akademisi mezuniyeti, Cumhurbaşkanlığında yapılmayacak da nerede yapılacaktı!
Polis korosuna, orada "Türkiye Yüzyılı" marşı söyletilmeyecekti de ne söyletilecekti!
Tabii ya, her şey yerli yerinde; tam olması gerektiği gibi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı" için "seçim mottomuz olacak" demişti.
"Türkiye Yüzyılı" logosunda, AK Parti renkleri olan maviyle turuncu yer almıyor diye yanılmayın.
Tanıtım toplantısını, AK Parti düzenledi. Çağrılan gazeteciler bile AK Parti'den davet aldı, Cumhurbaşkanlığından değil.
Ev sahibi, bizzat partiydi. Öyle sakladıkları filan yok. Misafirlerin de bunu bilmesi, özellikle sağlandı.
Erdoğan, "Türkiye Yüzyılı" logosunu, parti lideri şapkasıyla tanıttı. Yapıcı konuşma metninden bir ara çıkarak, muhalefete verip veriştirmesinden anlarsınız.
Velhasılı, "Türkiye Yüzyılı" için bestelenen marş, bir parti marşı. AK Parti'nin seçim müziklerinden biri.
Ee, ne varmış yani bunda!
Demokrasilerde polis, iktidar partisinin seçim şarkısını milli marş gibi okursa parti polisi olmazmış sanki.
Zannedersiniz demokratik hukuk devletlerinde normali buymuş,
İçişleri bakanları da zaten Soylu gibi konuşurmuş.
Ya nasıl konuşacaktı! Ana muhalefet liderine, kaset şantajıyla blöf yapmayacak da ne yapacaktı! Görevi bu, kanunlardan alıyor sanırsınız.
Suçla mücadele için verilen bilgiyi, rakiplerine karşı siyaseten kullanınca yerkisini kötüye kullanmış mı sayılacaktı!
Muhalefetin özel bilgileri, istihbarattan eline geliyor; suç içermiyor diye çöpe mi atacaktı koca bakan!
İçişleri bakanları, mahkemelerin yerine geçip muhalefeti, terörist ilan edemezmiş gibi...
Kılıçdaroğlu, haklı veya haksız ne diyorsa Varlık Barışı'nı
çıkaranlara söylüyor. Kara para aklamaya davetiye çıkardılar,
uyuşturucu çetelerini ülkeye çektiler diye.
Ne yani; Emniyet'e, Jandarma'ya bir şey dediği yoksa... Emniyet ve Jandarma'ya hakaret etmiş, iftira atmış gibi gösteremeyecek mi siyasi irade!
İktidarlar, siyasi sorumluluğu üstlerine almazmış, böyle olurmuş gibi...