Ersen ve Dadaşlar'ın şarkısıydı, "Aman tertip can tertip..."
Asker arkadaşları, tertiptir. Aynı dönem tertibi.
Birlikte tedavüle sokulan banknotlar da bir tertipte sıralanır; birinci tertip, ikinci tertip diye ayrılırlar.
Şiir, şarkı tertipli olur.
Bazı şeylerse tertipsiz, düzensiz, savruk söylenir; içten geldiği gibi.
Zamlar da öyledir, dağınık, gelişigüzel.
Bir gün mazota, ertesi gün benzine zam geliyorsa görünüşte bir tertip değillerdir.
Ama aslında zamlar sıraya konmuştur, düzensizlikleri planlıdır, arkasında bir tertip aranır, o da zammı taksit taksit ufalayarak gözde küçültmektir.
Zammın düzensiz yapılması, akaryakıt fiyatının yüzde yüz arttığını, 7 liralardan 14 liralara çıktığını bir kerede hissettirmemek içindir. Buna "acıtmama tertibi" denir.
Bir yılda 7 lira zam gelmiş; azar azar, alıştıra alıştıra, peyderpey.
Geçen ocakta 100 liraya aldığın yakıtı, bu ocakta 200 liraya alıyorsun. Fakat altı üstü 90 kuruş arttı sanıyorsun. Madden büyütmeye değmez.
Şu da manevi tesellisi: Tertipler, kader arkadaşıdır, su sızmaz aralarından. 100 liralık banknotla 200 liralık, aynı tertip madem; ha 100 ha 200 lira çıkmış cebinden, birini diğerinden mi ayıracaksın!
Başka çeşitleri de bulunur. "Sinsi tertip" mesela. Tırnakçı tertibidir. Cazgırla ortak çalışır. Sen, tertiplediği kavgayı izler, ayırırken o cebini boşaltır, ruhun duymaz.
Düzenbaz da sıkı tertipçidir. Seni uyandırmadan tertibatını alır. O tertibe nasıl düşürüldüğünü anlamazsın bile.
"Kanlı tertip" örneği, Hrant Dink cinayetidir. Ermeni diasporasını, Türk nefreti ve düşmanlığından kurtulmaya çağıran cümlesi, "Türklüğü aşağılamak"tan mahkum edildi. Türk takıntısını, Ermeni kanındaki zehre benzetmişti. "Türk kanına pis dedi" gibi gösterilip öldürtüldü.
"Karanlık tertip", "Ata'nın evine saldırı" yalanıyla kıvılcımı çakılan 6-7 Eylül Olayları'dır. Tertipli bir provokasyondu. Rum azınlığı İstanbul'dan kaçırtıp mallarına çökmek için tertiplenmişti.