Amerika’nın derin Türkiye ve Erdoğan düşmanları, 15 Temmuz ve öncesinde Gezi olaylarıyla murad ettikleri değişimi yakalayamayınca bu defa Zarrab gibi piyonlar üzerinden Türkiye’ye savaş açtılar. Burada Zarrab’ın kim olduğu, Türkiye’de ne yaptığı ya da yapmadığı çok önemli değil. ABD açıkça Zarrab üzerinden Türkiye’ye operasyon çekiyor. Başarılı olamayacakları kesin ama çıkmadık candan ümit kesilmez derler ya. Bu da öyle bir şey. Zarrab dönemin bakanına rüşvet vermiş, Zarrab şunu yapmış, bunu demiş, şöyle olmuş, böyle gitmiş. Bunların hepsi esasında bizim iç meselemiz. Öncelikle bizi ilgilendiriyor. Eğer varsa Zarrab’a ve geçmişteki muhataplarına kesilecek bir ceza, bunu Türk yargısı yapmalı. Hatta işin ucu nereye dayanırsa dayansın cesur bir savcı çıkmalı, yolsuzluk, hırsızlık yapan, rüşvet yiyen kim varsa üzerine gitmeli. Peki bu olay ABD’yi neden ilgilendiriyor? Aslında ABD’nin bu davayla ilgilenmesinin görünen sebebi İran’a uyguladığı ambargonun Türk tarafı ve Türk tarafının kullandığı adamlar tarafından delinmiş olduğu iddiası. Ancak görünmeyen sebep 17-25 Aralık’takine benzer bir algı operasyonu geliştirerek Erdoğan’ı ve hükümeti itibarsızlaştırmak, bunun peşinden Türkiye’de yönetim değişikliği sağlayacak koşulların önünü açmak. Eğer 15 Temmuz başarılı olsaydı ezoterik bir cemaat lideri Türkiye’de ABD’nin yeşil kuşak projesine uygun sözde şeriat devleti kuracak Türkiye’nin ipleri tamamıyla CİA’nın eline verilecekti. Irak’ı işgal ettiler, parçaladılar, istikrarsızlaştırdılar. Suud’da yönetim değişikliğini sağladılar, eski dönemin adamları, prensler tasfiye edildi, yerine ABD -İsrail kuklası bir figür getirildi. Suriye’de zaten savaş ve kaos yoluyla istediklerini elde etmek üzereler. Geriye bir Türkiye kaldı, bölgede direnen ve bu değişime ayak direyen… Erdoğan onlar için güvenilmez bir lider olarak görülüyor. Çünkü güçlü ve dirayetli bir lider, ilkeleri var. Eski Türkiye’nin siyasetçileri gibi Beyazsaray’da ABD Başkanı önünde el pençe divan durmuyor. Bu yüzden s...