Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD ile yaşanan gerilimden ötürü bu ülke mallarının boykot edilmesi çağrısında bulundu. Erdoğan’ınki “yenisini almayın” çağrısıydı tabii ki. Yoksa vatandaşa “Sahip olduğunuz Amerikan mallarını kırın, parçalayın, yok edin” demedi ki.
Aklımız sıra şov yapacağız ya. Dolar yakanlar mı ararsınız, sahip olduğu telefonu parçalayıp atanlar mı... Üstelik telefonunu parçalayan da bir milletvekili. Oy verdiniz ya da vermediniz, bu milletin vekili unvanına sahip bir kişi. Ne kadar aklıselim bir davranış değil mi!
Bir işi de şöyle hakkını vererek yapabilsek. Sulandırmadan, cıvıtmadan, yurtiçine oynamadan ve gerçek amaca hizmet edebilecek şekilde, yani karşı ülkenin keyfini kaçırabilecek şekilde.
Kendimizi o telefonu üreten şirketin yetkilileri yerine koyalım. Türkiye’ye satmış oldukları telefonlar birer ikişer parçalanıp atılıyor. Ne kadar da üzülürler değil mi!
İki ülke arasındaki sorun bir gün mutlaka aşılacak, yıllar boyu sürecek değil ya. O şirket işte o zaman hani bizim parçaladığımız telefonlar var ya, onları yeniden satacak.
Bu sıra dışı protesto yöntemini uygulayanların sayısı üçtür, beştir; önemi yok. Önemli olan bu düzeydeki zihniyetin hala varlığını koruyor olmasıdır.