Yıl 2011; yıllıklandırılmış cari açık 70 milyar doların üstünde seyrediyordu. Yıllık açık o yılın ekim ayında 76 milyar dolarla rekor kırmıştı. Cari açığın GSYH’ye oranı yüzde 10’a doğru gidiyordu. Ekonomide felaket günleriydi adeta.
Sonra sonra cari açık azalmaya başladı. Türk parasındaki değer kaybı ithalatı frenliyor, ihracat canlanıyor, buna bağlı olarak daralan ticaret açığının etkisiyle cari açık da küçülüyordu.
2011’in ekim ayında 76 milyar dolar olan yıllıklandırılmış cari açık, iki buçuk yıl sonra 2014’ün nisanında 55 milyar dolar düzeyine gerilemişti. Sonrasında bu gerileme hızlandı ve 2016’nın mayısında yaklaşık 28 milyar dolar düzeyine inildi. Ama oralarda kalınamadı.
Yazımız ekindeki grafik yıllıklandırılmış cari açıktaki gidişatın nasıl olduğunu tüm açıklığıyla gösteriyor. Yıllık cari denge, son dört yılda tam bir çanak eğrisi çizdi ve bu yılın ocak ayında, 2014’ün nisan ayındaki düzeye yaklaştı.
Yıllıklandırılmış cari açıkta son aylarda çok hızlı bir artış var. Geçen yılın ağustos ayından sonraki beş ayda soluksuz bir tırmanış yaşandı. Ağustosta yıllık açık 36.6 milyar dolar düzeyindeydi. Aradan beş ay geçti ocak ayına geldik, yıllık açık 51.6 milyar dolara fırladı.
Yani yıllık açık beş ayda tam yüzde 41 oranında artış gösterdi. Daha önce de birkaç kez yazdık; dış ticaret açığının büyümesinde de, buna bağlı olarak cari açığın hızlı artış göstermesinde de altın ithalatının rekorlar kırması önemli bir etken. Ama nedeni ne olursa olsun sonuçta biz bu ithalatı yapıyor ve dövizi ödüyoruz.