Cari işlemler açığı şubatta 4.2 milyar dolar oldu. Beklentinin biraz altında kaldı açık. Memnun olduk buna. Her ne kadar iki ay toplamında geçen yılki açığa fark atmışsak da, şubat itibarıyla yıllık açık artışını sürdürmüş ve son dört yılın en yüksek düzeyine çıkmışsa da şubat verilerine bakarak “Durum fena değil” dedik.
Ama bir gerçeği gözden kaçırmamak gerek. Ödemeler dengesi cari dengeden ibaret değil. Cari denge, ödemeler dengesinin bir parçası. Cari dengede açık verirsek bunu finansman kaleminden gelen dövizle ya da rezerv kullanarak kapatırız. Yok cari dengede fazla oluşursa ve finans kalemlerinden de döviz girişi oluyorsa fazla dövizi rezerve ekleriz.
Cari işlemler dengesinde artı vermeyi unuttuk; o çok eskidendi ve sembolik tutarlardaydı. Artık ne kadar az açık veririz, onun peşindeyiz.
Finansman kalemleri ise temelde üç grupta toplanıyor. Birincisi doğrudan yatırımlar, ikincisi portföy yatırımları, üçüncüsü ise ağırlıkla kredi kullanımından oluşan diğer yatırımlar.
Bizim en çok tercih ettiğimiz tabii ki doğrudan yatırımlar. İkincisi portföy yatırımları, diğer yatırımlar ise son sırada.
İşte şubat ayı verileri bu açıdan bayağı hayal kırıklığı yarattı. Çünkü şubatta ne doğrudan yatırım girişi var, ne portföy yatırımı girişi. Tersine, bu kalemlerde net çıkış oldu.