Yurtdışı yerleşikler seçimden önceki son hafta içinde 225 milyon dolarlık hisse senedi ve 132 milyon dolarlık devlet iç borçlanma senedi aldılar. Özellikle devlet iç borçlanma senedinde haziranın ilk iki haftasındaki 631 milyon dolarlık net çıkıştan sonra yeniden giriş gerçekleşmiş olması önemli. Ama bu durum bir eğilimin başlangıcı mı, fikir yürütmek için erken.
Bir haftalık harekete bakarak ne “Yurtdışı yerleşikler Türkiye’ye akın ediyorlar” denilebilir, ne “Kaçarcasına gidiyorlar” türü bir değerlendirme yapılabilir.
Merkez Bankası’nın faizi 24 Mayıs’ta 3 puan, 7 Haziran’da 1.25 puan olmak üzere iki seferde toplam 4.25 puan yükseltmesinin yabancı fonların Türkiye’ye dönük ilgilerini artırmada tek başına etkili olmadığını gördük. Biraz önce belirttik, faiz artışına rağmen haziranın ilk iki haftasında 631 milyon dolarlık çıkış yaşandı.
Şimdi farklı bir durum söz konusu. Seçim geride kaldı. Hem de Cumhurbaşkanı seçimi ilk turda tamamlandı. Cumhurbaşkanı farklı partiden, Meclis çoğunluğu farklı parti ya da partilerden değil. Cumhurbaşkanının arkasında bir Meclis çoğunluğu var.
Piyasa açısından seçimden çıkabilecek en iyi sonuç çıktı. Bunu isim ya da partiler bazında söylemiyoruz. Uyum konusuna vurgu yapmak istiyoruz.
Dolayısıyla yurtdışı yerleşiklerin geçen haftaki devlet iç borçlanma senedi alımlarının sürmesi beklenebilir. Her ne kadar içinde bulunduğumuz hafta ikinci el tahvil bonoda kayda değer bir faiz hareketi olmamışsa da bu hareketi önümüzdeki dönemde görebiliriz.