Ocak ayında 12.5 milyar dolarlık ihracat yaptık. Bunun yalnızca 31 milyon doları, yani yüzde 0.2’si altın ihracatından meydana geliyor.
Ocak ayındaki ithalat ise 21.5 milyar dolar. Altın ithalatı tam 2.3 milyar dolar. Altının toplamdaki payı yüzde 10.7’yi buluyor.
Ticaret açığı ocak ayında geçen yıla göre tam yüzde 108.8 artarak 9.1 milyar dolara ulaştı. 9.1 milyar dolarlık bu açığın dörtte bir gibi çok önemli bir kısmı altın ticaretinde verilen açıktan kaynaklandı.
Sahi ne oluyor? Bu altın ticaretinde neler dönüyor? Hiç kimse, “Daha neler, normal bir ticaret işte, öküz altında buzağı aramanın alemi yok” demesin. Bir şeyler var çünkü!
TÜİK’in dış ticaret kayıtlarında daha önce “külçe altın” tanımı vardı. 2018 yılıyla birlikte “külçe altın” tanımının yerini “standart dışı işlenmemiş altın” ve “standart işlenmemiş altın” aldı.
Bu adım yerinde bir adım. Çünkü daha önce hep “İthal edilen altının tümü külçe altın değildir. Bunun bir kısmı Türkiye’deki rafinerilerde işlenmek üzere ithal edilen hurda altındır” deniliyordu. İşte bu yıla kadar hep külçe altın olarak gördüğümüz kalem, şimdi “standart dışı ve standart işlenmemiş altın” olarak ikiye ayrılmış durumda.