Ali Aydın Milat Gazetesi

996 bin başvuru bize ne söylüyor?

Temel Öğretimden Ortaöğretime geçiş sistemi değişti. TEOG kalktı yerine Liseye Geçiş Sistemi (LGS) geldi. TEOG’un kaldırılma gerekçesi bu sistemde tüm öğrencilerin sınava girmesi ve...

25 Nisan 2018 | 300 okunma

Temel Öğretimden Ortaöğretime geçiş sistemi değişti. TEOG kalktı yerine Liseye Geçiş Sistemi (LGS) geldi. TEOG’un kaldırılma gerekçesi bu sistemde tüm öğrencilerin sınava girmesi ve sınavın öğrenciler üzerinde strese neden olması olarak ilan edildi. Öte yandan çoğu öğrencinin TEOG ile yerleştiği okulun ikamet ettiği mahallede olmaması sebebiyle ailelerin servise mahkûm hale geldikleri dile getirildi. Türkiye’de kademeler arası geçiş hakkında çok da malumat sahibi olmadıkları anlaşılan kişiler ise MEB’in yeni açıklayacağı sistem ile herkesin istediği okula gidebileceğini duyurdu. Bu gerekçeler, dilek ve temenniler ile liseye geçiş sistemi değiştirildi.

MEB’in açıkladığı yeni sistemde dikkat çeken ilk nokta ise sistemin sınavsız bir sistem olmaması idi. MEB öğrencilerin sadece %10’unu sınavla öğrenci alan liselere yerleştireceğini duyurdu. Muhtemelen sınavla öğrenci alan okullara öğrencilerin %10’u için kontenjan ayırınca sınava da öğrencilerin %10’unun gireceği varsayıldı. Düzenleme, sınava girme zorunluluğunun ortadan kalkması ile sınava girmek için bekleyen öğrencilerin asla ortada görünmeyeceği kabulüne bel bağladığı

Ne var ki sınav sistemine dâhil edilen 1367 okulun 449 tanesi Meslek Lisesi, 297’si İmam Hatip Lisesi olarak belirlenmiş. Bu okulların kontenjanlarını doldurabilmeleri çok mümkün gözükmüyor. 89 tane Sosyal Bilimler Lisesi seçilmiş fakat bunlar da cazip okullar olarak görülmemekte ve tercih edilmemekte. TEOG sistemi içinde puanı düşük lise grupları arasında yer almaktaydı bu okullar zira Sosyal Bilimler Lisesi uygulaması başarısız olmuş bir projedir. Bu okulların dışında MEB’in sınavla öğrenci alacak okul listesinde yer alan okulların 303’ü Fen Lisesi, 228 tanesi Anadolu Lisesi. Yani 1367 okulun aslında sadece 531 tanesi sınava girecek öğrencilerin asıl hedefledikleri okullar. Bu da sınava girecek öğrencilerin yüzde 10’u değil en fazla %3 ila %4’ünün sınavla iyi bir liseye yerleşebileceği anlamına geliyor.

1 milyon kişinin %3’e girmek için savaşacağı bir sınavın da ne kadar zor olacağı kolayca tahmin edilebilir. Adı geçen 531 lisenin her birinin puanı da 500 üzerinden muhtemelen 495 puan civarına yükselecektir. Bu yüzden stresli geçecek bir sınav sürecinin öğrencileri ve ailelerini beklediğini söylemek yanlış olmaz. Sınava girme zorunluluğu olmadığı için öğrencilerin çoğunun sınava girmeyeceği düşünülebilir. Dolayısıyla tüm öğrencileri sınava sokan bir sistemden kurtulmuş olduğumuzu iddia edilebilir. Ancak böyle bir düşünce ve iddia eğitim-öğretim alanımızdan bîhaber olmayı şart koşmakla birlikte Türkiye’de anne-babaların dişinden tırnağından arttırarak çocukları için ne tür fedakârlıklar yaptıklarının hiç gözlemlenmediğini gösterir.

Nitekim bunu sınamak için elimizde bir veri de var. 8. Sınıfta okuyan 1 milyon 175 bin öğrencinin 996 bini liseye geçiş sınavına girmek için başvuruda bulundu. Bu yüksek oran bize bir şey söylemeli. Daha önemlisi ise biz ne söylediğini duymalıyız. Düzenlemeye gerekçe kılınan sınav ve o sınava girecek öğrencilerin yaşayacağı stres, düzenlemeden sonra da varlığını devam ettiriyor.

Bu durumdan iki sonuç çıkmakta.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
İnsanlar çocuklarına nasıl ihanet ederler? 29 Ağustos 2018 | 5.891 Okunma Mel Gibson, Malik Bin Nebi ve bayramlık sorular 22 Ağustos 2018 | 2.501 Okunma Kriz sıra dışı değil, sıra dışı olan… 15 Ağustos 2018 | 3.627 Okunma MEB’in eylem planı 08 Ağustos 2018 | 392 Okunma Ya inşa ederiz ya da sürükleniriz! 01 Ağustos 2018 | 3.589 Okunma