“Çareyi ancak bizi hasta eden şeyin ne olduğunu bilince bulabiliriz.”
(A Cure of Wellness)
*
Bir savaş terimi olarak doğan strateji, günümüzde askerî, siyasî, ekonomik alanda kullanım sahasını sürekli genişleterek “işletme hastalığına tutulan” modern toplumun sevk ve idaresinde anahtar kavramlar listesinde başköşeye oturdu.
Fırsat, tehdit, amaç, hedef gibi dört tane kelimeyi bir metinde birkaç yüz kere kullanarak bir strateji belgesinin şekil şartlarını oluşturmakta artık her kurum uzmanlaştı. Söz konusu belgelerin pratik olarak neye cevap üretebildiği ise köşedeki süpermarketin bile SWOT analizi yapmadan adım atmadığı ve baş döndüren belge bolluğunda “izi sürülemez” bir hal aldı.
Batı Avrupa ile eş zamanlı olarak temellük ettiğimiz modern bir eğitim sistemimiz var. Dönemin Batılılaşma-modernleşme yönelimine paralel olarak benimsediğimiz bu düzeneğin geçmişi ve bugünü hayal kırıklıkları ile dolu. Talebeden öğrenciye, muallimden öğretmene, maariften eğitime kesin ve keskin dümen kırışımızın kendi hikâyemiz içerisinde yarattığı kırılma ve travmalarla yüzleşebilmiş değiliz henüz. Dün endüstriyel dünyanın hırslı bir çaylağı olarak içinde bulunduğumuz seferberlik hali, bugünün post-endüstriyel koşullarına cevap verme zorunluluğu ile yeniden beliriyor adeta. Bu sistemin dün hiçbir sorumuza tatminkâr bir cevap üretememiş olması bir vakıa. Öte yandan bugünkü cevaplarına dört elle sarılmaktan da imtina etmiyoruz.