“Başınıza gelen herhangi bir musibet kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir.” (Şûra: 30)
*
Canımızı acıtan, keyfimizi kaçıran her musibet için mutlaka sorumlu olduğunu ilan edebileceğimiz bir dış aktör vardır. Ne var ki bir müsebbibin, aktörün varlığı muhatap olduğumuz meselede bizi sorumsuz kılmaz. Yukarıdaki ilahi hüküm, tas tamam bu hakikate işaret eder. Eğer samimi bir biçimde inanıyorsak, yaptıklarımızdan sorumlu olduğumuz kadar yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan da sorumlu olduğumuzu idrak edecek bir kavrayışımızın olması gerek. Eğer musibet olarak gördüğünüz şey sizlere musallat oluyorsa, önce kendinize yönelik bir sorgulamanız olacak. O musibet sizi buluyorsa ya kendi elinizle buna imkân vermişsinizdir ya da böyle bir musibetin sizi gelip bulmaması için bir engelleme girişiminiz, bir tedbiriniz olmamıştır.
*
Öğretmenlerin maruz kaldıkları muamele, onlara reva görülen ilişki biçimi, bu köşede defalarca konu edildi. Bu hususta MEB’i en sert biçimde eleştirdik. STK’ları eleştirdik. Siyasetçileri eleştirdik. Beş yıldır bu köşede yazılanlar buna şahittir.
Ama bir dakika!