300 yıldır krizlerle yüz yüze geliyoruz.
Her defasında ilk kez karşılaşılan bir durum havası ile karşılasak da dünyadaki güç merkezlerinin ve çeşitli mahfillerin bu krizleri üretme, inşa etme ve yapılandırma hususunda ortaya koydukları ve koyacakları gayretlerde şaşılacak bir şey yok esasında. Şaşılacak olan şey, bizlerin onlarla mukabele etme tarzımız ve sorunu çözme adına ortaya koyduğumuz pratiğimiz ile ilgili.
Uluslararası sistemin işleyişine dair yeryüzünde hiç kimsenin bir şüphesi yok. Civarda operasyon için pusuya yatmış sırtlanların varlığı aşikâr. Ne var ki bunu bilmek ve sürekli birbirine tekrar etmek ile kendini korunaklı kılmak, düşmanın saldırılarından emin olmak arasında bir ilişki yok.