Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov, Ankara'da katıldığı
bir fotoğraf sergisinde FETÖ üyesi olduğu belirtilen Mevlüt Mert
Yalçıntaş'ın silahlı saldırısına uğradı.
7 Aralık'ta çarşı iznine çıkan askerlerin bulunduğu halk otobüsüne
patlayıcı yüklü araçla terör saldırısı düzenlendi. Bir hafta
öncesinde ise İstanbul Beşiktaş'taki saldırıda 40'tan fazla
insanımız hayatını kaybetti. Fırat Kalkanı Operasyonu ile fiili bir
savaşın içindeyiz. Ayrıca Suriye krizinin başlangıcından itibaren
bölgesel-kültürel yakınlık, tarihsel bütünlük ve insanî yönü ile
mevzunun bir parçasıyız. En son 15 Temmuz darbe girişimi ile
içerideki yoğunluk eşik atlarken bölgesel-küresel gelişmelerle
eklemlenen bu vaziyet hem şartların ağırlığını hem de tarihin
kritik bir evresinden geçtiğimiz hususunu gösteriyor.
Bugün yaşanan gelişmeler bizleri reel-politiğin içinde konum almaya
zorlarken diğer taraftan üzerinde ayakta durmaya çalıştığımız
zeminin de ne kadar puslu ve oynak olduğu görülüyor. Kimin elinin
kimin cebinde olduğunun belli olmadığı bu hengâmede adım adım
Türkiye'yi bir “yönetilemezlik parkuru”na savurmaya çabalayan
politikaların devreye sokulduğunu gözlemliyoruz.
Türkiye'nin Soğuk Savaş dönemi boyunca kendi içinde enerji
tüketerek vakit öldürdüğü görece stabil dünya dinamiği bugün yeni
bir denge arayışında dalgalanırken Türkiye'yi yokladığı
görülmektedir. Dolayısıyla yaşanan gelişmelerin izim açımızdan yeni
risk alanlarını ortaya çıkardığı söylenebilir. Riskleri etkisiz
kılmamız bizim aktör olarak oyun oynama becerimize, işlevsel bir
siyaset üretip üretemememize bağlı olarak şekillenecek ve
Türkiye'nin bir iddia ve imkân olarak kalıp kalmayacağını
belirleyecektir.