Birkaç yıl önce 86’ıncı Oscar Ödül Töreni’nde en iyi film ödülüne 12 Years a Slave (12 Yıllık Esaret) filmi layık görülmüştü. Film Solomon Northhup’un kölelikten özgürlüğe kavuşmasının hikâyesini anlatıyordu. Filmin yönetmeni Steve McQueen ödülü kabul ederken yaptığı konuşmada köleliğin henüz bitmediğini ve modern yaşamda da şekil değiştirerek devam ettiğini belirttikten sonra; “Ödülü aynı zamanda modern dünyada da köleleliği sürdüren 21 milyon modern köleye adıyorum.”, dedi.
Steve McQueen’in modern kölelik hatırlatmasını yaptığı 86’ıncı Oscar Ödül Töreni’nin yapıldığı yıl modern yaşamın başka bir gerçeği ile de yüzleşmek zorunda kaldık. Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı’nın (FRA) yaptığı bir araştırmanın sonuçları çarpıcıydı. AB üyesi 28 ülkede 18-72 yaşları arasında 42 binden fazla kadının katılımıyla yapılan araştırma kıta çapında bugüne kadarki en geniş araştırmaydı.
Araştırmaya göre Avrupa Birliği’nde (AB) her üç kadından biri fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyordu. Araştırmayı yürüten Joanna Goodey, ortaya çıkan rakamların büyüklüğünü şu sözlerle açıklıyordu: “Nüfus içindeki savunmasız olan spesifik gruplardan bahsetmiyoruz, burada söz konusu olan AB nüfusunun yarısı”. Rapora göre bu, 62 milyon kadın anlamına geliyordu. FRA verilerine göre, 13 milyon kadın - Belçika veya Yunanistan’ın toplam nüfusundan fazla - araştırma yapılmadan bir yıl önce fiziksel şiddete maruz kaldığını söylemiş. Bu süreçte cinsel şiddete uğradığını belirtenlerin sayısı ise 3 milyon 700 bin.
En yüksek oranlar ise cinsiyet eşitliğini yüceltmesiyle bilinen İskandinav ülkelerindeydi. Danimarkalı her 100 kadından 52’si, 15 yaşından beri en az bir defa fiziksel veya cinsel şiddete uğradığını söylüyor. Danimarka’yı, Finlandiya (yüzde 47) ve İsveç (yüzde 46) takip ediyor. İngiltere ve Fransa ise % 44 ile beşinci sırada yer alıyorlardı.
Araştırmada kadınların % 22'sinin, birlikte yaşadıkları kişinin fiziksel ve cinsel şiddetine hedef olduğu, ancak bu kadınların % 67'sinin en ağır ev içi şiddet olaylarını bile polise bildirmediği saptanmış. Bu arada bizde de verilerin pek parlak olmadığını söylemeye bile gerek yok.
***