Güneyinde bir terör koridoru oluşturmaya çalışan emperyalist projeye karşı Türkiye, Afrin’e operasyon başlattı. Uluslararası hukuk açısından son derece meşru bir operasyon bu. Ayrıca yıllarca terörle terbiye edilmek istenen bir ülkenin silah yüklü binlerce tır ile kurulacağı haber verilen ve 30 bin kişilik terör ordusuyla hayata geçecek terör koridoruna karşı nefsi müdafaası.
Türkiye’ye gerçekleştirdiği terörist sızmaları ve ara ara sınır illerimize yönelik tacizlerini saymazsak bugüne kadar aktiveleri arasında tır dorsesinde muhaliflerinin cesetlerini sergilemek olan ve Uluslararası Af Örgütü’nün raporuna göre birkaç yıl önce bölgede Arap ve Türkmenlere karşı ‘etnik temizlik’ yaptığı belgelenen PYD/YPG, bu operasyonun hedefinde. Bu arada hatırlatalım; Uluslararası Af Örgütü’nün raporu ayrıca bölgede PYD/YPG muhalifi olan Kürdlerin de Arap ve Türkmenler ile aynı akıbeti paylaştıklarını söylüyordu.
Alfabede harf savurganlığı yapmaları ile bilinen Sol hareketlerin, Silahlı Kürd Solu nüfusuna kayıtlı bu örgüt, PKK’nın tescilli terör örgütü olması hasebiyle farklı harflerle yeniden yazımından başka bir şey değil.
Tıpkı unsuru olduğu PKK gibi ABD’sinden Rusya’sına büyük güçlerle aynı yatağa girmekten hicap duymayan ve onların türlü vaatlerine karşılık bölge halklarına karşı terör saldırılarının yanı sıra bölge devletlerinin istikrarsızlaştırılması gibi emperyalist projelerin tetikçiliğini, ayakçılığını yapan bir organizasyon bu.
Şimdi söylediklerine bakılırsa Rusya’nın ihanetine uğramışlar. “Yetiş ya ABD!”, diyorlarmış. 7 kocalı Hürmüz gibiler. En güzeli de herhalde etnik temizlik yapıp “barış” yanlısıyız diyebilmek, ABD ile gerdeğe girip “anti-emperyalist” takılabilmek!
Kendilerini akıllı âlemi budala sanıyorlar. Kimi ne sandıkları çok önemli değil ama operasyonun ardından Türkiye içinden art arda içinde “barış” kelimesi eksik olmayan açıklamalar geldi.