Giydiği beyaz elbise için şehit olduğunda kefenim olsun diyen Sultan Alparslan, zaferi kazandıklarında istikbalin bizim olacağını söylemişti 946 yıl öncesinden. Asırlar geçti ve Anadolu, hâlâ bizim vatanımız ve bu mübarek dualı topraklarda zaferi getiren ruha analık yapmaya devam ediyor. Binlerce kez şükür!
Malazgirt Zaferi'nin üzerinden 946 yıl geçti. Bu toprakları yurt edinen bizler, gelecek yüzyıllar için de buranın bize yurt olması için Malazgirt ruhuyla mücadele etmeye devam ediyoruz.
Zafer öncesi Abbasi Abbâsî Halifesi Kâim-Biemrillâh, İslâm dünyasının yakından ilgilendiği Malazgirt Muharebesi'nin Sultan Alparslan tarafından kazanılması için hazırladığı dua metninin cuma namazında bütün İslâm ülkelerindeki minberlerden okutulmasını emretti. Zafer sonrasında İsfahan'a giden Alparslan, Abbâsî halifesi ve bütün İslâm hükümdarlarına fetihnâmeler göndererek kazandığı zaferi müjdeledi.
Malazgirt Zaferiyle Hıristiyan dünyasının en büyük imparatorluğu olan Bizans, gücünü kaybedecektir. Zafer sonrası yapılan antlaşmada Bizans'a çok ağır şartlar kabul ettirilmişti.
Malazgirt Zaferi'nin etkisi asırlar geçmesine rağmen hâlâ devam etmektedir. Nasıl devam ediyor diyorsanız söyleyeyim:
Bu zafer ile Anadolu bize kalıcı yurt oldu. Anadolu Müslümanlaştı. Osmanlı gibi cihan devleti doğdu. Maddî ve manevî anlamda imar ve ihya edildi bu coğrafyalar. Bu coğrafyalar, sadece fizikî olmaktan çıktı ve sınırsız bir gönül coğrafyasına dönüştü. Gönül coğrafyamız ise hâlâ aynı ruhun tazeliğini yaşıyor. Bu ruhu bugünlere kadar taşıyıp, onu dipdiri yaşatan en büyük ve yegâne güç ise İslam'dır ve onun emrettiği kardeşlik hukukudur.