Gündemde öğretmen atamaları var. MEB yirmi bin pozisyona sözleşmeli öğretmen alımına ilişkin duyurusunu yayımladı. Bu sevindirici bir haber. Ancak atama bekleyen binlerce öğretmen adayımız, kontenjanların açıklanmasıyla birlikte yine hayal kırıklığına uğramış durumda. Her atama dönemini iple çeken gençlerimizin umudu ve güveni gittikçe zayıflıyor. Öğretmen atamaları, mülakat sistemi, okullar, sınavlar birçok alanda sürekli gündemde olan MEB’in durumunu anlamaya çalışalım.
Sözleşmeli öğretmenliğe dönüş, 2011 öncesine dönüştür. Hükümet 2011’de sözleşmeli öğretmenleri kadroya geçirmişti. Bunun gerekçesini de “Kamu hizmetlerinin daha etkili, verimli ve hızlı bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve çalışmalarda etkinliği artırmak” gerekçesiyle TBMM’ye sunulan bir kanunla yaklaşık 70 bin sözleşmeli öğretmen kadroya alınmıştı.
Gerek sendikalar gerekse kamu vicdanı, hem sözleşmeli öğretmenliği hem de mülakat sistemini doğru bulmuyor. Hükümet aynı hükümet, niçin sözleşmeli öğretmenliğe dönüldü? Güveni ve vicdanı yaralayan mülakat sisteminde niçin ısrar edilir? İster istemez haksızlık olabiliyor. Mülakat sisteminde hem bürokratların hem de siyasilerin üstünde ciddi bir baskı da var. Herkes mülakata müdahil olmak istiyor. Mülakat komisyonlarının özgür iradeleri ile karar verebilmeleri çok zor.
Şaibeleri ve dedikoduları ortadan kaldırmak için KPSS puanı ve mezuniyet notunun ortalaması esas alınarak atama yapılabilir. Mülakattaki gerekçelere baktığınızda çok gülünç geliyor. “Sözleşmeli Öğretmen Sözlü Sınav Değerlendirme Formu” dört bölümden oluşuyor.
Sırasıyla bölümler: I- Bir Konuyu Kavrayıp Özetleme, İfade Yeteneği ve Muhakeme Gücü, II- İletişim Becerileri, Özgüveni ve İkna Kabiliyeti, III- Bilimsel ve Teknolojik Gelişmelere Açıklığı, IV- Topluluk Önünde Temsil Yeteneği ve Eğitimcilik Nitelikleri.
Şimdi bu forma göre öğretmen adayı mülakata alınıyor. Bu forma ve her bölümde yer alan sorulara gerek yok! Neden gerek yok derseniz, derim ki öğretmen adayımız YÖK’ün yetki verdiği eğitim fakültelerinden başarıyla mezun olmuş ve bu sayılan tüm yeterlikleri yerine getirmiştir. Mülakatta beş dakikada bir kişinin öğretmen olup olamayacağına itimadımız var da dört yıl süresince verilen lisans eğitimine mi itimadımız yok?