Gündemde yine öğretmenler var. MEB, öğretmenlerin performansını ölçecekmiş. MEB’in uygulamaya koymaya çalıştığı sistemde veliler ve öğrencilerin de öğretmenleri değerlendirecek olması eğitim camiasında tepkiyle karşılandı. Nereden çıktı bu iş? MEB ne yapmaya çalışıyor, neyi amaçlıyor? Birlikte düşünelim.
2017-2023 arası uygulanmak istenen “Öğretmen Strateji Belgesi”ni iyi incelememiz gerekir. MEB’in yapmak istediği köklü değişikler var. Üç ana amaç var: Yüksek Nitelikli, İyi Yetişmiş ve Mesleğe Uygun Bireylerin Öğretmen Olarak İstihdamını Sağlamak, Öğretmenlerin Kişisel ve Mesleki Gelişimini Sürekli Kılmak, Öğretmenlik Mesleğine Yönelik Algıyı İyileştirmek ve Mesleğin Statüsünü Güçlendirmek.
MEB, bu amaçlara ulaşabilmek için hedefler ve hedefleri gerçekleştirebilmek için eylemler koymuş durumda. Birinci amaç olan “Yüksek Nitelikli, İyi Yetişmiş ve Mesleğe Uygun Bireylerin Öğretmen Olarak İstihdamını Sağlamak” başlığı altında MEB’in planladığı çok güzel adımlar var. Bu amaç altında teoriden uygulamaya geçiş ön görülmektedir. YÖK ile MEB’in iş birliği çerçevesinde öğretmen adayları daha çok pratik yapacak.
Ayrıca “Öğretmen yetiştirmeye yönelik programlardan diğer programlara geçiş imkânlarının sağlanması, Fakülte-okul iş birliği süreçlerinin yeniden yapılandırılması, Eğitim fakültelerindeki öğretim elemanlarının ilk ve orta dereceli okullarda gözlem, araştırma ve uygulama yapabilecekleri bir sistemin oluşturulması” gibi eylemlerin planlanması çok isabetlidir.
Buraya kadar lisans eğitimini kapsıyor ve analitik bir düşünceyle nitelikli ve donanımlı öğretmen yetiştirme amaçlanıyor. MEB’in yapmayı planladığı hem teori hem de uygulama alanında çok güzel işler varken; ne yazık ki mesele “öğrencilerin öğretmeni değerlendirmesi” kısmında düğümleniyor.
Diğer taraftan başka bir tartışma konusu da mesleğe ilk atamada yaşanıyor. Toplumda güven ve adalet duygusunu yok eden mülakata herkes karşı çıkıyor. Mülakat sisteminin şeffaf olmadığı, hak ihlallerini doğurduğunu görüyoruz. Bunun bir de siyasî ve sosyal alanda oluşturduğu olumsuz bir tablo var. Bunların hepsi iktidarın hanesine yazılıyor.