Dünya iyice ısındı. Gerilim gün geçtikçe artıyor. Uluslararası ilişkiler yeni boyutlar kazanıyor. Asgari nezaketler bile hiçe sayılarak uluslararası arenada tehlikeli adımlar atılıyor. Her adımın altında petrol var. Her adımda petrol aşkına katliam var! Yer: Orta Doğu, katleden: Batı, katledilen: Müslüman. Sebep: Demokrasiyi (!) tesis etmek. Vah ki vah halimize! Ağla Müslüman, yan haline!
Osmanlı'nın çekildiği topraklardan kan ve gözyaşı hiç eksik olmadı. Hâlâ da devam ediyor acılar. Dünyamız son yüzyılda 2 dünya savaşı gördü. Milyonlar öldü. Ulusların hafızasında derin acılar kaldı. En çok da Müslüman coğrafyalar etkilendi bu savaşlardan. Savaşların bir görünür sebepleri var, bir de görünmeyen. Son yüzyılda en çok görülen sebep demokrasinin getirilmesi yalanıdır. Bu yalan ile özellikle ABD ve Batı, Müslüman coğrafyalarda katliam yapıyor. Bir başka sebep de teröre destek. Batı, hem terör diyor hem de bu teröre silah yardımı yapıyor. İlginç!
Savaşların eksik olmadığı ülkelerde bakıyorsunuz en çok ABD varlığı var. Öncesinde ise İngiltere'nin sömürüsü söz konusu. Bir de bu Müslüman ülkelerin cetvelle çizilmiş haritaları dikkat çekiyor. Haritalar, adeta petrol ve doğalgaz yataklarına göre çizilmiş gibidir. Bu bölünmüşlüğün sebeplerini İslam dünyası mezhepsel olarak tartışadururken, İngiliz kafası ve ABD ise gözünü enerjiye, petrole dikmiş durumdadır. Amerikan varlığının asıl sebebi Müslüman'ın huzuru değil, oradaki petroldür. Peki, bizim kara gözlü Arap Müslümanlar ne yapıyor? Gidip ABD'nin kucağına oturuyor!
Stratejik Derinlik
Uluslararası ilişkilerde devletler, pozisyonlarını ülke çıkarları ve ulusal güvenliklerini hesaba katarak belirler. Öncelik ulusaldır. Bunun dünyadaki istisnası Türkiye'dir. Derinlik; tarihî, sosyal, siyasal, kültürel ve dinî alanlardaki ortak kaderimiz idi. Bu derinlikte nefessiz kaldığımız anlar oldu. Oksijen yetmedi. Her bakımdan kuşatılmışlık halinde derinlik, maalesef bize yaramadı. Bu derinlik, tarihî bağları güçlendirmek içindi. Buradan hareketle bir güç merkezi olmayı hayal ettik belki ama bunu sezen BM'nin 5'li katilleri devreye girdi. Türkiye, stratejik derinlikle yeniden kardeşlik hukukunu güçlendirmeyi hedeflerken; ABD, Rusya, İngiltere, Fransa, Çin bu derinlikte petrol ve doğalgaz arıyordu. Petrol aşkı bizim planlarımızı bozdu.
Bizim kardeş bildiğimizi, onlar müşteri biliyorlar. Bizim mukaddes bildiğimiz yerleri, onlar petrol rezervi biliyor. Biz, kardeş diye diye ağlarken; Arap dünyasının hâlâ müşrik ve münafıklıktan arınmamış ruhları Batı'yı davet ediyor. Onlarla masaya, sofraya oturuyor. Allah akıl, fikir versin!