Seçimlere doğru siyasi arenanın gerginliğine, sahaya hakim olan dile bakıldığında bu ülke vatandaşına yabancı gelen hiçbir şey bulamazsınız. Yüksek tansiyon, aşırı siyasallaşma, değer sistemleri ile siyasi tavırları iç içe sokarak karıştırma, yüzeysel, partizan ve ideolojik kokulu kimlikçi siyasi algı bu ülkede her zaman olagelmiştir.
CHP-DP, AP-CHP, DYP-ANAP, AK Parti ve CHP ve diğer partiler arasındaki tartışmalar hep aynı dil, hatta kalkınmacılıktan otoriterlik tartışmasına, yaşam biçimi ayrışmasından okul meselesine hep aynı temalar üzerine oturur.
19. Yüzyıl'dan bu yana, ülke içinde ve dışında gidişat ve değişim hangi istikamette olursa olsun; değişmeyen, yeni sorunlara, yeni durumlara, yeni oyunculara şemsiye görevi yapan çatışma, mekanizma hep aynıdır.
Uzlaşma kültürü bu manzaranın dışına düşer.
Çoğulcu algı, farklının kabulü, ilke fikri soldan sağa fayda ve toplulukçuluk karşısında ezilir.
Bu açıdan, onlar kendilerine ne tür anlam atfederlerse etsinler, genç solculardan yaşlı muhafazakarlara uzanan bir ortak payda söz konusudur.