Ali Bayramoğlu Yeni Şafak Gazetesi

Başka çıkış yok

Gazetelerde ilk haberlerden biri Başbakan'ın açıklamasıydı:“Bu mücadeledeki kararlılığımız herkes tarafından bilinmelidir. Nitekim Türkiye'nin Kuzey Irak'taki hava operasyonları da dün ve bugün devam...

11 Eylül 2015 | 1.462 okunma

Gazetelerde ilk haberlerden biri Başbakan'ın açıklamasıydı:
“Bu mücadeledeki kararlılığımız herkes tarafından bilinmelidir. Nitekim Türkiye'nin Kuzey Irak'taki hava operasyonları da dün ve bugün devam etmiştir ve çok etkin bir şekilde hedeflere dönük olarak neticeler elde edilmiştir”.

Devletin yöneticisi, kamu güvenliğinden sorumlu, devletin işleyişinden sorumlu, bir numaralı yetkili olarak Başbakan'ın, terör ve şiddetin toplumda yaratabileceği yılgınlık karşısında bu tür açıklamalar yapması doğal, hatta kaçınılmazdır.

Ancak bu sözlerin aynı zamanda savaş iklimine işaret eden sözler olduğuna da şüphe yok. Savaş ikliminde, toplumsal ve siyasal meselelerin yerini asayiş sorunu ve sorunları alır. Nitekim bugün Kürt meselesinin yerini tümüyle örgüt meselesi almış bulunuyor. Çatışma ve şiddet, siyaseti emmiş, içine hapsetmiş bulunuyor.
Peki bu zincir nasıl kırılacak?
Aslında ön koşul basit ve tek:
PKK'nın tek taraflı, süre koymadan derhal eylemlere son vermesi, siyasetin koşullarını kabul ettiği ve bunlara razı olduğunu açıklaması gerekiyor.
Ardından, siyaset koşullarının tekrar oluşturulması, bunun için boğulmaya çalışılan, ancak kendisi de elinde zaman zaman alev püskürtücüyle dolaşan HDP'nin kurucu, yapıcı, nispeten özerk bir siyasi işleve kavuşması, kavuşturulması, siyasi iktidarın güvenlikçi dili bırakıp, siyaseti yeniden inşa edecek adımlar atması icap ediyor.
Bu nasıl gerçekleşecek?

Bunun en etkili yolu, toplumun her kesimiyle, milyonlarıyla şiddet karşısında ortak ve yüksek bir ses çıkarmasıdır. Bu, kanaat önderlerinin, AK Parti karşıtlığını Kürt meselesi üzerinden besleyen kesimlerin (Erdoğan'ın kişisel savaşı tarzı gibi vurgularla ifade edilen) takıntılarını bir kenara itip, şiddeti, hak ve demokrasi gibi kavramların arkasına gizleyen PKK politikalarına itiraz etmelerini gerektirir.Şiddeti siyasi bir değer, siyasi bir araç olarak görme eğiliminin sorgulanmasını, örgüt şiddetini türev şiddet, sonuç şiddet, haklı şiddet gibi tasnif etme çabalarından vazgeçilmesi gerekir.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Kürt meselesi: Siyaset ve siyasetsizlik 09 Ocak 2025 | 263 Okunma İktidar pilavı daha çok su kaldırır… 04 Ocak 2025 | 404 Okunma 31 Mart 2019 seçimlerinin siyasi anlamı 20 Ocak 2019 | 12 Okunma Kürt sorununun neresindeyiz? 15 Aralık 2018 | 4.506 Okunma Türk siyasetine dair bir anahtar 14 Kasım 2018 | 6 Okunma