Şu şiar bu topraklara yıllarca egemen olmuştur:
“Coğrafyası, tarihi, kültürüyle bu ülke kendisine hastır. Rejimi,
siyaseti, demokrasisi kendisine has olmalıdır...”
Demokrasinin Türkiye için fazla, demokratik değişimin tehlikeli
olduğu iddiaları vesayet devrinde asker açıklamalarından eksik
olmazdı. Liberal demokrat bakış iç düşmanların önde gidenleri
arasında bulunurdu.
Anti-komünizm döneminden bugüne muhafazakar dünyada da bu söylem
kuvvetli bir yer edinmiştir. Bu kez referans alınan hakim değer
sistemi ve onunla iç içe giren milliyetçi, aidiyetçi bir bakıştır.
Batı değer sistemini, siyaset akımlarını ret, zaman zaman demokrasi
kavramıyla bile bir evrensel değer kategorisi olarak itişme de bu
bakışın hassas uçları arasındadır.
Elbette bu konuda yol aldık...
Vesayet düzeni geri itildi. Muhafazakar kesimde kuvvetli sosyolojik
değişim yaşanıyor, evrensel ve yerel değerler arasında köprüler,
bağlar kuruluyor.
Yine de bu zinciri zihniyet düzeyinde tam kırabildiğimiz
söylenemez.